"Yeni bir araştırmaya göre
okullardaki iyi bir yönetim, nitelikli öğretim ve
sınıf mevcudundan daha güçlü bir etkiye sahiptir.
Öğretmenler için cuma günü öğleden sonra yorulmuş olan gençlere matematik dersi vermekten daha kötü olan tek şey, ortaokulu yeni bitirmiş bir öğrenciden belki biraz daha yaşlı bir sivilceli uzman tarafından öğretmenlere dayatılan anlamsız yönetimsel "öğrenmeler" olabilir.
Bu spekülatif ifadeler bir yana, okullardaki iyi bir yönetim, gerçekten öğrencilerin, ailelerin,
öğretmenlerin hayatlarını kolaylaştırır. Ve bu ülke bunu göründüğünden daha
iyi yapıyor.
Modern yönetimdeki temel tekniklerin standart haline getirilerek bunun ekonominin diğer
bölümlerindeki kuruluşlara yol göstermesi, dünyada ki diğer yerlerle karşılaştırıldığında İngiltere ‘ de
daha yaygındır. Bu uygulamalar, derslerdeki sıkı bir veri birikimini, sistemli geri dönüt verebilmeyi, başarılı olan
öğretmenleri terfi ettirmede ve ödüllendirmede personeli desteklemeyi
içermektedir.
On yıldan fazla bir
süredir ,dünyadaki yönetim kalitesini anlamak adına araştırmalar yapmaktayız. Son
zamanlarda İngiltere ,Brezilya, Kanada ,Almanya, Hindistan, İtalya ,İsveç
,Amerika Birleşik Devletleri’nde içinde bulunduğu yedi ülkedeki ortaokulları
araştırdık. 1800 den fazla okul müdürüyle yapılan röportajlardan sonra bazı
şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkıyor.
İlk olarak, yönetim
kalitesi ölçütlerimiz, iyi uygulamaların okul performansı açısından önemli olduğunu
göstermektedir. Okullardaki yönetim kalitesi %1 'den ,%10 'a çıkarıldığında bunun, GCSE (genel ortaöğretim sertifikası )
puanında %18 ve "Bağlamsal katma değer"inde (Çocukların okullardaki ilerleme oranı) %3 lük artışa sebep olduğu görünmektedir.
Bu durum sınıf mevcudu ,
öğretmen kalitesi ve rekabetten daha güçlü bir etkiye sahiptir. Daha da fazlası
öğrenci performansı ve yönetim arasında doğrudan güçlü bir ilişki yalnızca
bizim ülkemizde değil , araştırdığımız tüm ülkeler de vardı. Gözden kaçırdığımız bir
şeyler olabileceğini reddetmiyoruz lakin diğer faktörlerinde altında yatan
sebepleri düşündüğümüzde bu ilişki devam etmektedir.
İngiltere’deki okulların okul yönetimi kalitesi açısından küresel olarak en üst seviyede olduğu bizi şaşırtan bulgulardan biriydi. Doğru mekanizma ve öğretmen gelişimi ,terfi ettirilmesi, eşitliği, emekliliğini sağlamada diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda bizim okullarımızın çok daha iyi olduğunu görmekteyiz. Sınıflara yönelik kaliteden emin olabilmek için yapılan planlı ve rastgele sınıf gözlemlerimiz neticesinde ders planlarına ulaşılabilirlik, çapraz müfredatlara yönelik yüksek kalitede rehberliğin standardize edilmesi açısından güzel örnekler ortaya çıkardı.
Bunların sebebi son yirmi
yılda yapılmış olan büyük reformlar olabilir. Okulların bağlamsal katma değerinde, üstün körü elde edilmiş olan sınav sonuçlarından daha önemli noktalar vardır.
London Challenge (İngiltere de faaliyet gösteren ilk ve ortaokul öğrencilerinin
gelişimi açısından eğitim programı geliştirme, sonra bunların tüm okullarda
uygulanmasını sağlayan kurum ) daha iyi olabilecek uygulamaların paylaşımına
olanak sağlamaktadır. Ve bu nedenle London Challenge, son on yılda Londra ’nın dikkate değer verimlilik artışının sebeplerindendir.
Peki neden bazı
okullar diğerlerinden daha iyi
yönetiliyor? Tüm ülkelerde daha fazla bağımsızlığı olan okulların diğer okullardan daha iyi yönetildiği görülmektedir. Örneğin,
İngiltere ‘de bu okullar akademiler, kurum ve vakıf okulları, Amerika ‘da ise
sözleşmeli okullar ( yarı özel, charter ) ve parasız okullardır. (Editörün Notu: High Tech High Teknik Okulları)
Bu durum özerk okulların
öğrencilerini özenle seçmeleri sebebiyle özel okul olmalarıyla ilgili değildir.
Yönetim bakımından özerk devlet okulları da özel okulların önüne geçmektedir.
Aslında özerk okullarla
diğer okullar arasındaki farklılığın öğrenci farklılıkları, okul yapısı, konumu, cinsiyet veya kadrolu müdürler gibi belli başlı karakteristik özelliklerinden
kaynaklanmadığı görülmektedir. Bunun sebebi yönetim ve liderlikle ilgilidir .
Eğer yerel yönetim kurumuna güçlü bir hesap verilebilirlik varsa bu mükemmel yönetimin önemli bir göstergesidir. Daha da fazlası, uzun
vadeli anlaşılabilir stratejiler ortaya
koyan, personeliyle etkili bir iletişim kurabilen müdürler gayet güzel geniş bir okul
topluluğu için diğer faydalı yönetimsel uygulamaları oluştururlar.
Bu bulgular yirmi yılı
aşkın süredir İngiltere’de eğitim adına yapılmış olan reformlarda yetkilerin dağıtımı (Adem-i merkeziyetçilik) ve standartların yükseltilmesi bakımından yapılanların göründüğü kadar çılgınca bir şey olmadığı gerçeğini ortaya koymaktadır. Ama bunları yaparken güçlü, dikkate değer bir özen gerektiğini öngörmektedir. Otonomi değerlidir ama tek başına
yeterli değildir. Ayrıca öğretmenlerin yetenekleri , okul liderleri ve yerel yöneticilere hesap verilebilirlik, yönetim kalitesini ortalamadan en üst seviyeye çıkarmada gereklidir.
Toplum olarak biz
sıklıkla okullarımız yüzünden kendimizi paralarız ve kesinlikle büyük mücadeleler veririz. Ama
belki de hiçbir şey bazen göründüğü kadar umutsuz değildir.
Akademik Çalışma için tıklayınız
Anket hakkında daha fazla bilgi edinmek ve okulunuzu değerlendirmek için anket bağlantısı www.worldmanagementsurvey.org
Renata Lemos, üretkenlik ve inovasyon alanında araştırma proje lideridir ve John Van Reenen, üretkenlik ve inovasyon merkezi yöneticisidir. Her ikisi de Ekonomik Performans Merkezi (LSE) için çalışmaktadır.
Akademik Çalışma için tıklayınız
Anket hakkında daha fazla bilgi edinmek ve okulunuzu değerlendirmek için anket bağlantısı www.worldmanagementsurvey.org
Renata Lemos, üretkenlik ve inovasyon alanında araştırma proje lideridir ve John Van Reenen, üretkenlik ve inovasyon merkezi yöneticisidir. Her ikisi de Ekonomik Performans Merkezi (LSE) için çalışmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder