27 Mart 2015 Cuma

Merkezi Sınav NAPLAN yüzünden eğitimde geride kalan Avustralya

Orijinal metin için tıklayınız.

Çeviri: Nazlı Bilgiç

 Pasi Sahlberg 'den uyarı: Avustralya, eğitimde geriye düşüyor.
Avustralya, NAPLAN testlerine (Bilgi için tıklayınız) çok fazla önem verdiği ve kötü sonuçlar için eğitim sistemindeki adaletsizlik yerine öğrenci ailelerinin yapısını suçladığı için dünyanın önde gelen eğitimcilerinden biri tarafından uyarıldı.

Finlandiya eski eğitim bakanı ve şimdiki Harvard Üniversitesi misafir profesörü Pasi Sahlberg, Avustralya'nın eğitim adaletsizliğini çözmek için eşsiz bir fırsatı olduğunu ve Gonksi ihtiyaç-tabanlı finansman modeli yoluyla dünya lideri olma şansı olduğunu söyledi.

Ama, pazartesi günü NSW öğretmen federasyonuna seslenecek olan Dr. Sahlberg, merkezi hükümetin kararının Gonksi’nin en önemli iki mali yılını fonlamak olmadığını, bunun ise “çok şaşırtıcı”  ve eğitimde ciddi bir geriadım olduğunu söyledi.

O, Gonski modelinden uluslararası dünyada en iyi ve önemli adil finanslama modeli olarak bahsedildiğini ve onsuz  Avustralya ’da devlet eğitiminin önemli ölçüde kötüleşeceğini söyledi.

“Ben Avustralya’da, eğitimde hakkaniyet konusunda diğer birçok ülkeden daha az şey duydum” dedi Dr. Sahlberg. 

"Siz, okul finansmanını bireysel ihtiyaçları ve okul ihtiyaçları açısından dikkate alarak daha şeffaf ve adil olmazsanız, hakkaniyet konusunda önemli iyileştirmeler yapmanın zor olduğunu söyleyebilirsiniz."

Uluslararası fen bilimleri, okuma ve matematik öğrenci değerlendirme programı (PISA) testleri, Avustralya’nın, özellikle artan sayıda doğu Asya ülkelerine göre geriden geldiğini gösterdi.

Dr. Sahlberg Avustralya’nın dezavantajlı öğrencileri dışarıda bıraktığı için geride kaldığını söyledi. “Avustralya’nın PISA’daki performansına bakarsanız, o baştan beri kötüleşmektedir, ama genellikle ben öğretmenin ya da okul kalitesinin kötü olduğundan değil ama okullardaki hakkaniyetten olduğunu tartışırım”.

Dr. Sahlberg, Avustralya’nın, sosyo-ekonomik düzeyleri ne olursa olsun, bütün öğrencilerin başarmak için fırsatlara sahip olduğu bir okul sistemi yaratmak yerine düşük başarıda, öğrencilerin sosyo-ekonomik durumlarını suçladığını söyledi.

“Kanada ve İskandinav ülkeleri ‘bütün çocuklar için mükemmel okul olmak istiyorum’ gibi şeyler söylüyor” fakat buradaki konuşma, daha çok ne ölçülebilir hakkında ve bence bu muhtemelen doğru koşullar ve gerekli destek varsa herkesin öğrenebileceği inancına daha az sahip olunduğunu gösterir.” diye konuştu.
Avustralya “en iyinin en iyisi” olma takıntısını durdurmalı ve “her çocuk için iyi okul” a sahip olmayı amaçlamalıdır.
Avustralyanın standartlaştırılmış testler tarafından idare edildiğini ve dahası öğrenciler arasındaki boşluğun genişlemekte olduğunu söyledi, Dr. Sahlberg.

“Doğası gereği standartlaştırılmış testler, matematik, okuma ve bazen fen bilimleri ile başarının kapsamını daralttığından dolayı  sistemi adaletsizliğe sürüklüyor.” Dedi. 

21 Mart 2015 Cumartesi

İYİ BİR LİDER BAĞLANTI KURANDIR


Karmaşıklığa karşı organize ol! çevirisi için tıklayınız
Çeviri: Cihat Tanış

Orijinal metin için tıklayınız

Kurumlar neden liderlere ihtiyaç duyar? Eğer liderliği kabile, kurum hatta pazar liderliği olarak düşünürsek, kurumu amaçlarına ulaştırmak için liderin ona verilen gücü kullanması ve bilgiyi kontrol etmesi diyebiliriz. Ama artık  baskı makinelerinin ilk ortaya çıkışı ve icat edilen medya araçlarının artışta olduğu bilgi çağına girmemizle bilgi iletişimi bilimi değişmeye yüz tuttu. 

Tarihçi ve yazar Gwynne Dyer dediği gibi:

 ‘Tiranlık, aslında bir iletişim sorununa çözümdü.’

            Modern demokrasi ilk olarak Batıda ortaya çıktı bunun tek sebebi ise Batının kitle iletişiminde dünyada ilk olmasıydı. Bu kültürel değil teknolojik bir üstünlüktü, okur yazarlık ve kitle bilgi iletişim biliminin dünyaya yayılmasıyla, diğer bütün büyük toplumlar geleneklerini ıslah etmeye başladılar.  Gwyne Dyer.

            Kabileler çoğunlukla bilgiyi birbirleriyle açıkça paylaşan işbirlikçilerdi, bilgi paylaşımında yakın bir fikir ufkuna sahiptiler ve karar almada genelde ataerkildiler. Bilgi iletişim biliminde ise, bu kontrol etme eğilimindeki kabileler en iyileri değildir. Yukarıdakilerin her ikisi de bu pazar ve kurumların iyi bilinen kontrol yöntemleri değildir.


Liderliğin işlevini kısa vadeli kararlar almak ve uygulamak olduğunu düşünmek, faal durumdaki en iyi insan iletişim ağının üst yönetimden herhangi bir müdahale olmadan da sorunlarla başa çıkabileceği durumunu ıskalar. Müdür ve idareciler bu işe dahil olduğunda ise günlük işleri yapıyorlarken sık sık çoğu şeyi berbat ederler. Bu durum vurgulansa bile bu işleri yapmak onların sosyal iletişim ağındaki akranları ve  bu bilgi paylaşım uygulamalarını kuran ve doğrulayan  uygulama topluluklarıyla bağlantılıdır.

            Liderlerin bugün asıl işi ‘mekanı elinde tutmaktır ’ ve bunu yapmak için ilk başta iletişimin gelişebileceği mekanı inşa etmelidir. Öğrenmek bağlantı kurmak demektir. Bilgi iletişim alanında:
§  Liderler  bağlantı kurmaya yardım ederler.
§  Liderler bilgi iletişim düzenleyicisidirler.
§  Liderler iyi öğrenme davranışlarına örnek olurlar.
§  Liderler kişisel bilgi uzmanlığını öncelerler.

Liderler, zamanlarını diğerlerine bıraktıklarında en iyi yapacakları işlerle boş yere harcamazlar. İş yerinde kesin kurallara gerek yoktur. Etkili bir liderliğin ölçüsü liderin olmadığı acil ve istisnai durumlarda kurumun bu durumlarla başa çıkıp çıkamamasıdır. İyi liderler tıpkı iyi ebeveynler gibi kontrolü zamana bırakırlar. Kurumunuz yeterli olgunluğa ermişse zaten sizin günlük kararlar almanıza gerek yoktur. Eğer bir liderlik durumundaysan ve şu anki durumun fazlalık yapıyorsa artık kişisel gelişiminin bir sonraki adımına geçebilirsin, hiyerarşideki sonraki adımına değil. Hiyerarşi ve pozisyon liderliği, bilgi iletişim çağının modası geçmiş gerilikleridir.





                                                                                             

15 Mart 2015 Pazar

Yenilikçi Okulların Yaptığı 5 Farklılık

Çeviri: Nazlı Bilgiç 

Orijinal metin için tıklayınız.


Bazı okulların 20. Yüzyıl zihniyetinden yenilikçi kurumlara nasıl sıçrama yaptığını hiç merak ettiniz mi? Bu okullar hepimizin üstesinden gelmek zorunda olduğu aynı standart testlerle, aynı yeni eğitim politikalarıyla ve yasalarıyla ve yapılarla uğraşmak zorunda olduğu bir sır değil… Ancak onlar boşuna çabalamak yerine ileriye doğru hareket edebilmişler.
Birkaç ay önce, yayınlanacak olan kitabım (Inquiry and Innovation in the Classroom ) Sınıfta yenilik ve iyileştirme için okul müdürü Eric Sheninger ile röportaj yaptım ve bizim görüşmemiz her okul kültürüne yenilik getirebilmek için ne yapabilire odaklandı. Hata yapmamak, bu en kolay görev değil ama gerçek değişim için yöntemi belirleyip kapsayacak birkaç “alışkanlık” yapılabilir.

1. Yenilikçi okullar korkmaz

Sizin okulunuz neden korkuyor? Okulunuz proje tabanlı müfredata geçerse, standart testlerde düşük yapacağında mı korkuyor? Daha fazla staja daha az AP yerleştirmeye( öğrenci seçme yerleştirme testleri) ittiğinde yüksek dereceli öğrencilerini kaybetmekten mi korkuyor? Veli şikayetlerinden mi, okul yönetiminin sorularından mı ve bu şekilde devam eden öğretmen mücadelesinden mi korkuyor? Değişiklik yapıldığında “ne olacağından” korkmak normaldir. Ama değişimin sürekli ve tek yol olduğunu hatırlamamız gerek. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimize farklı şeyler yapmalarına ve ilerlemelerine izin verirsek onlar yenilikçi olabilirler.

Yenilikçi okullar değişimden korkmaz, onu benimserler.

2. Yenilikçi okullar hata yapar

Bir okul hata yaparsa bundan ders çıkarabilir, öğrencilere ve öğretmenlere gönderilen mesajların ne çeşit olduğunu tahmin eder. Yenilikçi okullar sürekli öğretim ve öğrenime zorluyor ve bazen bu hata yapmaya sürükler; Teknolojideki, müfredattaki ve eğitimdeki hatalara.

 Ama ileriye giden yenilikçi okullar ileriye gitmekten çekinmez. Onlar destekliyorlar ve yollarına devam ediyorlar. Dikkat edin bu bir kişinin yaptığı hata değil, bu bir organizasyon… Ve bu kültüre yerleşirse, bütün okullar hatalardan öğrenebilir ve gelişebilir.
Yenilikçi okullar hatalar yapar ve hatalardan ders çıkarırlar.

 3. Yenilikçi okullar şeffaftır

“Hatalar yapmak” ve “korkusuz olmak” ne ile beraberdir? Şeffaflık.

Sheninger okulunda yapılan en önemli “küçük değişikliklerden” birinin şeffaf olmak olduğunu söyledi.
Bir başka küçük değişiklik daha fazla şeffaf yönetici olması ve benim okulumun duvarları içinde yer alan yenilikçi uygulamaların paylaşılmasıdır. Twitter’la bir eğitim lideri olarak takipçilere bir bakış açısı vermek mümkün olmuştur. Facebook, gerçek zamanlı bilgiyi, öğrenci başarılarını ve personel yeniliklerini paylaşmak için inanılmaz bir araç olmuştur. Birleşen bu araçların ikisi de takipçilerime ve büyük eğitim topluluklarına, okuluma ve burada olan büyük olaylara kuşbakışı bir görüntü veriyor.

Şeffaflık okul olarak nereye gittiğimizi anlayan ve dahil olan bütün takipçilerimin emin olmasını sağlıyor. Bu şekilde değişiklik yaptığında (ya da hata yaptığında) herkes ileriye doğru hareketlerin nedenlerini ve nasıl devam ettiğinden haberdar olabilecek. Yine, ilki “korkmayın” olan birçok okul için bu korkunç gözükebilir.

4.Yenilikçi okullar teknolojiyi doğru şekilde kullanır

Teknoloji bir araçtır. Doğru kullanıldığında, mükemmel bir öğrenme aracıdır; ama kötü kullanıldığında oyalamaya neden olabilir. Liseye ingilizce öğrettiğim zamanlarda,  sıklıkla kendimi öğrenci bilgisayarlarının “teenage pacifier” olarak kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek zorundaydım… Bilgisayarları öğrencilerin önüne koyar ve arkaya otururdum.

Herhangi bir öğretmen için bu zor bir tuzak. Onlar gerçekten youtube’dan video izlerken veya oyun oynarken, öğrencilerin aktif olarak ders çalıştığına inanarak kendimi aptallaştırabiliyorum. Yinede, bu durumun farkında olduğum için “aktif dersler” de teknolojik birleştirmelerimin çoğuna odaklandım.
·         Öğrencilerin gerçek zamanda sonuçlarını ve kaynaklarını paylaştığı aktif araştırmalar
·         Çevirim içi sınıflardaki öğrenciler arasındaki aktif işbirliği
·         Dijital ürünlerin ve medya eserlerinin aktif oluşumu
Onların çevirim içi ne yaptıklarına göz gezdirebilir ve seyredebilirdim ya da etrafta dolaşabilir ve belirli problemler üzerinde küçük gruplarla (ya da 1’e 1) çalışabilirdim. Ders bittiğinde, öğrencilerin sınıfta neyi başardıklarını etkin bir şekilde görmek için Google Revizyon Tarihi gibi araçlar kullanabilirdim.
Teknoloji birçok öğrenme amacı için kullanılabilir fakat yenilikçi okullar araçların doğru bir şekilde kullanıldığından emindirler.

      5.Yenilikçi okullar bağlantılıdır

Eric röportajımızda bunun yenilikçi okul denkleminde en önemli parça olduğunu belirtti. Bir baloncuğun içinde yaşarken yenilikçi olamazsınız. Tabii ki, birkaç güzel iş yapabilirsiniz ama eğer dünyayla paylaşılmazsa ve dünyadan etkin bir şekilde öğrenmezsen sonra sadece buzdağının ucuna ulaşırsınız.
Okulunuz sosyal medya hesabına sahip mi? Öğretmenleriniz aktif olarak diğer öğretmenlerle çevirim içi iletişimde mi? Ya idareciler? Eğitim kamplarına ve konferanslara farklı kişileri gönderiyor musunuz? Bilgilerinizi Brightbytes’dan Clarity gibi araçlarla diğer binlerce okulla paylaşıyor musunuz? Okul olarak daha fazla iletişim kurmak için bu ay, bu hafta, bugün neler yapabilirsiniz? Ne olursa olsun, bu sizi ileriye götürmek için yardımcı olacaktır.

Eric Sheninger’e benimle bilgilerini paylaştığı için çok teşekkür ediyorum ve daha fazla bilgiye yeni kitabı “(Digital Leadership) Dijital Liderlik” ten ulaşılabilirsiniz. Henüz almadıysanız, bir tane edinin.

NOT: Altaki benim ücretsiz “Innovative Teaching Toolbox (yenilikçi öğretim araç kutusu)” ımı indirebilirsiniz. Ve lütfen işinizde nasıl yenilikçi olduğunuzu bana yorumlarda bildirin. Hepimiz birbirimizden öğrenelim.  

6 Mart 2015 Cuma

Ne zaman fikirlerinizi görselleştirmek onlar hakkında konuşmaktan daha iyi bir çözümle sonuçlanır?


Orjinal metin için tıklayınız.

Bir çizim, binlerce kelime değerindedir. Bu, benim dönemimden eski bir atasözüdür. Yeni bir düşüncenin işlevsel ve duygusal değerinin ifadesine geldiğimizde, onu kesinlikle görsele dökmemiz gerektiğine inanıyorum. Tüm çocuklar çizer. Daha sonra, kurs esnasında mantıklı bireyler olduğumuz bir yerlerde, bu becerileri unuturuz. 
Stanford üretim ve tasarım programını bulan Bob McKim ve ‘Lateral Düşünme’ ile buna öncülük eden Edward de Bono, bir düşünceyi ifade etmek için kelime ya da sayılar yerine çizimi kullandığımızda, beynin farklı bir bölümünü harekete geçirdiğimizi bulmuştur. Bir düşünceyi tam olarak çizmek için kesin kararlar verilmeli ki, en hassas dil bile bunu göz ardı edebilsin. Peki, ya basit kararlar silsilesinin sonuçları…? Daha hızlı sonuçları romandan elde edebilirsiniz.

Çizimin, müşteri için bir iş stratejisini kolaylaştırmada, bize nasıl yardım ettiğini gösteren bir örnek; uzun yıllar önce, doğrudan bankacılığın henüz başlarında Juniper Finans adında bir iş-girişimi, IDEO’ya hala binalara, kasalara ve banka memurlarına ihtiyacımız olup olmadığını düşünsek sorusunu sordurdu. Bu takım, insanların para hakkında ne düşündüğünü anlamak istedi. Fakat bu görünenden daha zordur. Müşterilerin fatura ödemelerini  ya da nakit çekmelerini gözlemleyebiliriz ancak süreç içindeyken beyinlerini  taramamız zordur. Bunun yerine takım, kişilere parayı nasıl çizeceklerini sordu. Bayanın biri, ailesini ve kira gelirini temsil eden Monopoly tarzında ufak bir ev çizdi.Uzun süreli güvenliğe odaklandığından dolayı takım, bayanın rehber olmasından şüphelendi. Diğer bir bayan, yığın dolusu para ve başka şeyler çizdi.Takıma da, parayı alıp bir şeyler satın alacağını söyledi. Uzun süreli hedefler yerine gün gün değişen ekonomiye odaklanan bu kişi izleyici oldu. Para hakkında konuşmak duygusal olarak zor olabilir ama insanlara parayla olan ilişkilerini çizmeleri sorulunca açık kalan önemli içyüzler, Juniper’e hedef piyasayı saflaştırmada ve daha etkili bir servis kurmada yardım etti. Görsel düşünce de resimle sınırlandırılamaz. Pek çok farklı şekil alabilir. Akıl haritaları, ikili matrisler ve diğer görsel taslaklar, düşünceleri değerli yollarla incelemeye ve tanımlamaya yardım edebilir ki sadece birkaç düz çizgi ve biraz da yaratıcılık gerektirir. 

Kısacası, yakında bir çıkmaza ulaşırsanız, bir kroki defteri çıkarın ya da beyaz bir tahtayı düzenleyin ve çizemeyeceğinizi söyleyen derindeki iç sesinizi kısın. Bu sizin yolunuzu görmenizi sağlayabilir.