Orijinal metin için tıklayınız
Çeviren: Aylin Uçmaz
Çoğu insan, çocukların
akademik yaşamında ailelerin yararlı olup olmadığı sorusuna 'tabi ki oluyor'
diye cevap veriyor.Fakat araştırmalarımızdan alınan kanıtlar bunu söylemiyor. Aslında
çocuğun sınıfının gözlemlenmesi, çocuğun davranışlarıyla ilgili olarak okulla
bağlantı kurmak, çocuğun lise seçiminde yardımcı olmak veya çocuğa ödevlerinde
yardımcı olmak gibi davranışlar öğrencinin başarısını geliştirmiyor.Hatta bazı
durumlarda engel oluyor.
Birkaç yıldır
çocukların akademik yaşamlarında ailelerin aldığı sorumluluğun test sonuçlarını ve notlarını geliştirip
geliştirmediği hakkında yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu soru hakkında
çalışıyoruz çünkü akademik çalışmalar ailelerin çocukların okul yaşantısında
etkisiz olduğunu göstermesine rağmen siyasetçiler ailelerin pozitif bir etkisi
olduğu konusunda ikna olmuş görünüyorlar.
Araştırmaya rağmen
ailelerin katılımlarının artması başkan George W. Bush'un 'Tek Bir Çocuk Bile
Arkada Bırakma' ve başkan Obama'nın 'Zirveye Oyna' politikalarının odak
noktalarından biri oldu. Sosyoekonomik ve ırksal başarı boşluklarının çaresi
olarak iki program da ailelerin katılımını destekliyor.
30 yıl süren
(1980'lerden 2000'lere) Amerikan ailelerinin boylamsal çalışmalarını analiz
ettik, ırk ve etnik köken nüfusunun bilgilerini, sosyoekonomik durumlarını,
başlangıç, orta ve lise seviyesindeki çocukların akademik sonuçlarını ve yanı
sıra 63 farklı formda ailelerin katılım seviyeleri hakkında bilgiler elde
ettik.
Ne bulduk? Ailelerin
ilgilerinin sıklığında siyahiler ve İspanyolların yanı sıra bazı Asyalıları
(Kamboçyalı, Vietnamlı ve Pasifik adalı gibi) içeren bir grup anne-baba beyaz
anne-baba ve diğer Asyalılardan (Çinliler, Koreliler ve Hindistanlılar gibi)
oluşan ikinci grupla benzerlikler gösterdi. İki gruptaki çocukların
performanslarının ortalamaya göre daha kötü olmasının yaygın sebebi ailelerin
eğitime aynı derecede önem vermemesiydi. Fakat bizim araştırmalarımız bu
ailelerin ikinci gruptaki aileler kadar çocuklarına okulda yardım etmeye
çalıştıklarını gösteriyor.
Aileler çocuklarıyla
ilgilendiklerinde çocukların okulda daha iyi olduğu fikrine rağmen burada işler
yolunda gitmedi. Ailelerin her konuda düzenli olarak ilgilendiği çocukların
ortalama başarısını ilgilenmeyenlerle karşılaştırdıktan sonra çocuk-aile ilgi
şekillerinden çoğunun ırk veya etnik
geçmiş veya sosyoekonomik durumlarını ayırt etmeksizin çocuğun test sonuçlarına
ve derecelerine yarar sağlamadığını bulduk.
Aslında ailelerin
ilgisinin çok olduğunda yüksek notlar alan çocuklardan çok, ailelerin ilgisinin
az olduğunda yüksek not alan çocukların olduğu örnekler daha fazla var. Düşünülenin
aksine ilgi önemli görülmesine rağmen çocukların başarılarını pozitiften çok
negatif etkiliyor.
İlginin çocuklara
akademik olarak yarar sağlaması, incelenmiş akademik sonuç, çocuğun seviyesi,
ailenin etnik ve ırksal geçmişine ve sosyekonomik durumu gibi aile
davranışlarına bağlıdır. Örneğin düzenli olarak çocukla okul hakkında tartışma,
İspanyol çocuklarının okuma ve matematik testi sonuçlarını pozitif, siyahi
çocukların okuma sonuçlarını negatif, beyaz çocukların hem okuma hem matematik
sonuçlarını negatif şekilde etkilediği görülüyor.(Sadece başlangıç seviyesinde)
Beyaz ve İspanyol
çocuklarda düzenli okuma başlangıç seviyesindeyken okuma başarısına yarar
sağlıyor fakat bu siyahi çocuklar için daha düşük okuma başarısıyla
ilişkilendirilmiş. Politika üretenler, aile ilgisini ‘tek beden ölçüsü herkese
uyar’ kanısıyla desteklememeli.
Peki ailelerin
çocukları evde öğrenme aktiviteleri yaparken onlarla birlikte çalışmaları ne
olacak? Düzenli bir şekilde ev ödevlerine yardım edilmesinin çocukların
akademik performansına pozitif etkisinin olup olmadığını araştırdığımızda ne
bulacağımızdan endişeliydik. Ailelerin sosyal sınıfı, ırk veya etnik geçmişi
veya çocuğun seviyesi önemsenmeden yapılan araştırmada ev ödevleri, test
sonuçlarına veya seviyelerinin gelişmesine yardımcı olmaz. Çoğu aile
çocuklarına ev ödevlerinde yardım etmekte etkisiz görünüyorlar. Bizi daha çok
şaşırtansa aileler ev ödevlerine düzenli bir şekilde yardım ettiklerinde
çocuklar genelde daha kötü performans sergiliyorlar. İlginç bir istisna: Çinlilerin,
Korelilerin ve Hindistanlı çocukların da içinde bulunduğu Asyalılar grubunda ev
ödevlerine yardım edilmesinden yarar sağladığı görüldü fakat bu yarar ergenlik
boyunca aldığı notlarla sınırlıydı ve test sonuçlarını etkilemedi.
Buluşlarımızda, aile
katılımının ırk ve etnik başarı boşluğu olan ve eğitimin zorunlu ve göze çarpan
konusu olduğunu gösteren fikir kanıtlarla desteklenmiyor. Çünkü analizlerimiz
aile davranışlarının akademik performansa yarar sağlamadığını gösteriyor. Aile
ilgisinin çocukların akademik yaşantısına pozitif etkileri olduğunu gösteren
şeyler olsa da çok fazla ilginin daha düşük akademik performansla ilgili
olduğuna dair bir çok örnek bulduk.
Sonuç olarak, kısaca
nelerin işe yaradığının listesi: çocuğunuzun koleje gitmesini ummak, okulda
uğraştığı aktiviteleri tartışmak (yukarıda bahsettiğimiz komplikasyonlara rağmen)
ve çocuğunuz için belirli bir öğretmen talep etmek.
Bulduğumuz şeyler
öğrencilerin akademik başarısı için ailelerin önemli olmadığını mı savunuyor? Cevabımız
hayır. Çocukların okulda iyi performansları olması için ailelerin sadece
geleneksel tarzda değil toplumumuzun gelişmesinde de ne kadar kritik olduğuna
inanıyoruz. En gerekli olan şey ailelere okullulaşmanın önemi mesajınının
çocuklarının hayatlarında erkenden gönderilmesi ve bunun zamanla pekiştirilmesidir.
Fakat bu mesaj, öğretmen-veli buluşmaları veya öğretmenlerle birlikte kontrol gibi
geleneksel yollarla olmak zorunda değil.
Federal hükümet aile
ilgisini artıran programların uygulanmasını zorunlu hale getirdiğinde okullar,
aileleri gönüllü çalışmalarda daha çok vakit harcamaları, okul
organizasyonlarına katılmaları, çocuklarına ev ödevlerinde yardım etmeleri ve
daha fazlasını öneriyor. Bu ülkede ailelerin çocuklarının akademik başarısında
önemli oldukları konusunda güçlü bir duyarlılık var fakat bu duyarlılığın
bitmesine ve kanıtların bize söylediklerine inanmaya ihtiyacımız var.
Geleneksel görüş, aile
ilgisinin zararı olmadığı için neden ailelerin okulda yer alması için mümkün
olan bir çok yol önermediğimizi söylüyor. Bu geleneksel görüş zarar vermiştir. Okul,
ailelere daha fazla katılım göstermeleri konusunda örtülü mesaj vermeyi
bırakıp, okullulaşmanın önemi hakkında daha özel ve yaratıcı iletişim kurma
yolları bularak yardım etmeli. Gelecekteki
araştırmalar aile ilgisinin nasıl daha etkili olabileceğini araştırmalı fakat
bundan sonra daha az ilgili olan veya nasıl ilgili olabileceği konusunda emin
olmayan aileler etiketlenmemeliler.
Aileler ne yapacak? Ortamı
kurmalı ve oradan ayrılmalılar.
'Kırık Pusula: Aile
İlgisiyle Çocukların Eğitimi'nın yazarları Sosyoloji profesörü ve Duke'te
Afrikan ve Afrikan-Amerikan çalışmaları yapan Angel L. Harris, Texas
Üniversitesi sosyoloji Profesör Asistanı Keith Robinson
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder