16 Mayıs 2015 Cumartesi

ANNE-BABA İLGİSİ ABARTILIYOR


Orijinal metin için tıklayınız 

Çeviren: Aylin Uçmaz                                                




Çoğu insan, çocukların akademik yaşamında ailelerin yararlı olup olmadığı sorusuna 'tabi ki oluyor' diye cevap veriyor.Fakat araştırmalarımızdan alınan kanıtlar bunu söylemiyor. Aslında çocuğun sınıfının gözlemlenmesi, çocuğun davranışlarıyla ilgili olarak okulla bağlantı kurmak, çocuğun lise seçiminde yardımcı olmak veya çocuğa ödevlerinde yardımcı olmak gibi davranışlar öğrencinin başarısını geliştirmiyor.Hatta bazı durumlarda engel oluyor.

Birkaç yıldır çocukların akademik yaşamlarında ailelerin aldığı sorumluluğun  test sonuçlarını ve notlarını geliştirip geliştirmediği hakkında yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu soru hakkında çalışıyoruz çünkü akademik çalışmalar ailelerin çocukların okul yaşantısında etkisiz olduğunu göstermesine rağmen siyasetçiler ailelerin pozitif bir etkisi olduğu konusunda ikna olmuş görünüyorlar.

Araştırmaya rağmen ailelerin katılımlarının artması başkan George W. Bush'un 'Tek Bir Çocuk Bile Arkada Bırakma' ve başkan Obama'nın 'Zirveye Oyna' politikalarının odak noktalarından biri oldu. Sosyoekonomik ve ırksal başarı boşluklarının çaresi olarak iki program da ailelerin katılımını destekliyor.

30 yıl süren (1980'lerden 2000'lere) Amerikan ailelerinin boylamsal çalışmalarını analiz ettik, ırk ve etnik köken nüfusunun bilgilerini, sosyoekonomik durumlarını, başlangıç, orta ve lise seviyesindeki çocukların akademik sonuçlarını ve yanı sıra 63 farklı formda ailelerin katılım seviyeleri hakkında bilgiler elde ettik.

Ne bulduk? Ailelerin ilgilerinin sıklığında siyahiler ve İspanyolların yanı sıra bazı Asyalıları (Kamboçyalı, Vietnamlı ve Pasifik adalı gibi) içeren bir grup anne-baba beyaz anne-baba ve diğer Asyalılardan (Çinliler, Koreliler ve Hindistanlılar gibi) oluşan ikinci grupla benzerlikler gösterdi. İki gruptaki çocukların performanslarının ortalamaya göre daha kötü olmasının yaygın sebebi ailelerin eğitime aynı derecede önem vermemesiydi. Fakat bizim araştırmalarımız bu ailelerin ikinci gruptaki aileler kadar çocuklarına okulda yardım etmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Aileler çocuklarıyla ilgilendiklerinde çocukların okulda daha iyi olduğu fikrine rağmen burada işler yolunda gitmedi. Ailelerin her konuda düzenli olarak ilgilendiği çocukların ortalama başarısını ilgilenmeyenlerle karşılaştırdıktan sonra çocuk-aile ilgi şekillerinden çoğunun  ırk veya etnik geçmiş veya sosyoekonomik durumlarını ayırt etmeksizin çocuğun test sonuçlarına ve derecelerine yarar sağlamadığını bulduk.

Aslında ailelerin ilgisinin çok olduğunda yüksek notlar alan çocuklardan çok, ailelerin ilgisinin az olduğunda yüksek not alan çocukların olduğu örnekler daha fazla var. Düşünülenin aksine ilgi önemli görülmesine rağmen çocukların başarılarını pozitiften çok negatif etkiliyor.

İlginin çocuklara akademik olarak yarar sağlaması, incelenmiş akademik sonuç, çocuğun seviyesi, ailenin etnik ve ırksal geçmişine ve sosyekonomik durumu gibi aile davranışlarına bağlıdır. Örneğin düzenli olarak çocukla okul hakkında tartışma, İspanyol çocuklarının okuma ve matematik testi sonuçlarını pozitif, siyahi çocukların okuma sonuçlarını negatif, beyaz çocukların hem okuma hem matematik sonuçlarını negatif şekilde etkilediği görülüyor.(Sadece başlangıç seviyesinde)
Beyaz ve İspanyol çocuklarda düzenli okuma başlangıç seviyesindeyken okuma başarısına yarar sağlıyor fakat bu siyahi çocuklar için daha düşük okuma başarısıyla ilişkilendirilmiş. Politika üretenler, aile ilgisini ‘tek beden ölçüsü herkese uyar’ kanısıyla desteklememeli.

Peki ailelerin çocukları evde öğrenme aktiviteleri yaparken onlarla birlikte çalışmaları ne olacak? Düzenli bir şekilde ev ödevlerine yardım edilmesinin çocukların akademik performansına pozitif etkisinin olup olmadığını araştırdığımızda ne bulacağımızdan endişeliydik. Ailelerin sosyal sınıfı, ırk veya etnik geçmişi veya çocuğun seviyesi önemsenmeden yapılan araştırmada ev ödevleri, test sonuçlarına veya seviyelerinin gelişmesine yardımcı olmaz. Çoğu aile çocuklarına ev ödevlerinde yardım etmekte etkisiz görünüyorlar. Bizi daha çok şaşırtansa aileler ev ödevlerine düzenli bir şekilde yardım ettiklerinde çocuklar genelde daha kötü performans sergiliyorlar. İlginç bir istisna: Çinlilerin, Korelilerin ve Hindistanlı çocukların da içinde bulunduğu Asyalılar grubunda ev ödevlerine yardım edilmesinden yarar sağladığı görüldü fakat bu yarar ergenlik boyunca aldığı notlarla sınırlıydı ve test sonuçlarını etkilemedi.

Buluşlarımızda, aile katılımının ırk ve etnik başarı boşluğu olan ve eğitimin zorunlu ve göze çarpan konusu olduğunu gösteren fikir kanıtlarla desteklenmiyor. Çünkü analizlerimiz aile davranışlarının akademik performansa yarar sağlamadığını gösteriyor. Aile ilgisinin çocukların akademik yaşantısına pozitif etkileri olduğunu gösteren şeyler olsa da çok fazla ilginin daha düşük akademik performansla ilgili olduğuna dair bir çok örnek bulduk.

Sonuç olarak, kısaca nelerin işe yaradığının listesi: çocuğunuzun koleje gitmesini ummak, okulda uğraştığı aktiviteleri tartışmak (yukarıda bahsettiğimiz komplikasyonlara rağmen) ve çocuğunuz için belirli bir öğretmen talep etmek.

Bulduğumuz şeyler öğrencilerin akademik başarısı için ailelerin önemli olmadığını mı savunuyor? Cevabımız hayır. Çocukların okulda iyi performansları olması için ailelerin sadece geleneksel tarzda değil toplumumuzun gelişmesinde de ne kadar kritik olduğuna inanıyoruz. En gerekli olan şey ailelere okullulaşmanın önemi mesajınının çocuklarının hayatlarında erkenden gönderilmesi ve bunun zamanla pekiştirilmesidir. Fakat bu mesaj, öğretmen-veli buluşmaları veya öğretmenlerle birlikte kontrol gibi geleneksel yollarla olmak zorunda değil.

Federal hükümet aile ilgisini artıran programların uygulanmasını zorunlu hale getirdiğinde okullar, aileleri gönüllü çalışmalarda daha çok vakit harcamaları, okul organizasyonlarına katılmaları, çocuklarına ev ödevlerinde yardım etmeleri ve daha fazlasını öneriyor. Bu ülkede ailelerin çocuklarının akademik başarısında önemli oldukları konusunda güçlü bir duyarlılık var fakat bu duyarlılığın bitmesine ve kanıtların bize söylediklerine inanmaya ihtiyacımız var.

Geleneksel görüş, aile ilgisinin zararı olmadığı için neden ailelerin okulda yer alması için mümkün olan bir çok yol önermediğimizi söylüyor. Bu geleneksel görüş zarar vermiştir. Okul, ailelere daha fazla katılım göstermeleri konusunda örtülü mesaj vermeyi bırakıp, okullulaşmanın önemi hakkında daha özel ve yaratıcı iletişim kurma yolları bularak  yardım etmeli. Gelecekteki araştırmalar aile ilgisinin nasıl daha etkili olabileceğini araştırmalı fakat bundan sonra daha az ilgili olan veya nasıl ilgili olabileceği konusunda emin olmayan aileler etiketlenmemeliler.

Aileler ne yapacak? Ortamı kurmalı ve oradan ayrılmalılar.

'Kırık Pusula: Aile İlgisiyle Çocukların Eğitimi'nın yazarları Sosyoloji profesörü ve Duke'te Afrikan ve Afrikan-Amerikan çalışmaları yapan Angel L. Harris, Texas Üniversitesi sosyoloji Profesör Asistanı Keith Robinson
                                                                                                  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder