5 Aralık 2015 Cumartesi

Öğrencilerin Doğayla İçiçe Olmalarını Sağlamanın En İyi Yolları


Çeviren: Güllü YAMAN 
YAYIN TARİHİ: 29 EYLÜL 2015





Öğretmenler öğrencilerine tabiatın değerini bilmeyi aşılamak için ne yapabilirler?  WildWorkshops’tan Steven Lewis-Neill  uygulanabilecek en iyi metodları tartışıyor.
Küçük çocuklar  doğaya doğuştan meraklılar. Ancak İlkokul düzeyinde,  çevredeki hayvanlara ve bitkilere odaklanma için epeyce geç kalınmış ve çoğu çocuk için  bu dostluk anaokulunda ve ya birinci sınıfta, Küçük Canavarlar ünitesi ile başlıyor.
Hayvanlarla çalışmak  anaokullarının ilk zamanlarında birçok alanda uygulanabilir. Tesbih böceklerinin ya da kın kanatlıların  bacaklarını saymak  gibi basit şeyler bile çocuklara sayıları anlama ve kullanma yetenekleri de dahil sayı sayma yeteneklerini geliştirmek ve iyileştirmek için fırsat sağlar. Böyle bir dersten sonra acaba  kaç çocuk  sonraki teneffüslerde küçük canavarları keşfe çıkacak! ‘Başkalarına saygı gösterme ve iyi ilişkiler kurma’  fikri tüm canlıları kapsamaktadır ve bu uygulamalı eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır.
Cevap:14                                                                            Cevap: 6




Küçük çocuklara her zaman birlikte çalıştığı canlılara saygı göstermeleri öğretilir. Olası ‘problemler’  genellikle anaokulunda  motor becerilerini tam olarak kazanamamış çocuklarda olur. Hayvanları kasıtlı olarak ezme çok seyrek olur. 4 ile 5 yaşındaki bir çocuk  korkmadan herhangi bir canlıyı elinde tutabilir, ancak bu 6 yaşına geldiklerinde  her zaman söz konusu değildir. Çocuklar etraflarındaki yetişkinlerden sözlü olmayan sinyalleri toplamaya hazır edilir, ve eğer öğretmenlerinin hevesli olmadığını farkederlerse , kaç çocuğun bu küçük canlılarla  uğraşmamak için muaf kağıdı vereceği o kadar şaşırtıcı ki! 

Bazı öğretmenler çok başarılı (cesur) oyunculardır. 4-5 yaş aralığındaki çocuklar bu konuyu sever, ve tüm çabalarıma rağmen, kendi çocuğumun merakı sadece arkadaşlarıyla birlikteyken canlanıyor.
Okullar açıkhava ortamlarına önem veriyor: Böcek otelleri  oldukça popüler (ama daha çok yasadışı çöp dökülen  yerlere benzeyebilirler) ve orman mühendisliği okulları da artık her yerde. Gelecek yılın ‘Açıkhava Eğitimleri’ sergisinin yeni planlarından bahsetmişken, Eğitim Yenilik Araştırmaları gösteriyor ki ‘Okullar artık açıkhava sınıflarına ilham olucak yenilikler arıyor’. Açıkhava ekipmanları satmaya ve yüksek meblağlarda peyzaj düzenlemeye istekli çok fazla şirket  var  fakat birkaç kütük , biraz  yabani ot ve hevesli öğretmenler  tek ihtiyacımız olan şeyler.

Açıkhavada çalışmanın yararlarını vurgulayan birçok deneysel çalışma mevcut. Kendi çocuklarım olduğu için üzgün olduklarında onları bahçeye çıkarabilirim ve işe de yarıyor fakat bir öğretmen olarak biliyorum ki sınıfı dışarı çıkarmak her zaman pratik  değil ve mümkün olmuyor. Eğer sınıfı dışarıya çıkarmana engel olacak herhangi bir problem varsa (mesela dışarısı çamurluysa ya da işlenmesi gereken bir edebiyat dersi varsa) çok da olası değil.
Bir okulun zemini genelde kullanılmamış en geniş kaynaktır, fakat Creative Star’ın sahibi, yazar ve  blog yazarı ve açıkhava taraftarı
 Julia Robertson net bir tavır sergiliyor : “Ben bir ‘açıkhava eğitimi uzmanı’ değilim. Ben tüm olasılıkları deneyimleyen sıradan bir öğretmenim.”

Teknolojideki gelişmeler ve mobil cihazlara rağbetle birlikte açıkhavada öğrenme her zamankinden daha kolay. Cep telefonlarını ses, video, resim kaydetmek için araç olarak kullanmak bilimsel çalışmalar için  mükemmel.
 Eğer çocuklar kimlik belirleme anahtarları kullanmak zorunda olurlarsa, özellikle fotoğrafları etiketleyebileceğin Skitch gibi uygulamalar yararlı olabilir.Slo-Pro videoları ağır çekimde kaydedebilir ki bu arılar ve zıplayan kurbağalar için inanılmaz!


Amaç çocukların bilgisayarlarla değil, doğayla içiçe olmalarını sağlamak olsa da,  kesinlikle bilgisarların da önemli rolleri var. “Doğaya yabancılaşma”  terimini  kazandıran yazar Richard Louv’un da dediği dediği gibi :
“21. Yüzyıla  yapılabilecek en iyi hazırlık belki de doğal ve gerçek deneyimlerin bir kombinasyonudur.” Büyük çaplı çevresel sorunlarla başa çıkabilmek için gelecek nesiller doğayla sıkı bir bağ geliştirmeli, yenilikçi çözümler getirebilmek  için de ileri teknoloji ile donatılmaları gerekmektedir. İlgi ve merak, profesyonel astronot olmak için şarttır ancak yüksek teknolojili ürünleri nasıl kullanacağını bilmek de gerekir. Bir daha ki sefer  yürüyüşe çıktığında, akıllı telefonunu yanında getir ve onu doğanın sağladığı tüm bu  büyüyü daha derin bir şekilde keşfetmek ve bağlanmak için kullan.
Dijital mikroskoplar okullar için elzem bir ihtiyaçtır, ve o olmadan bazı konuları anlatmak nasıl mümkün olabilir bilmiyorum. Minik Canavarlar için talep edilmesinin bir sebebi var, çocuklar onları devmiş gibi görmeyi çok seviyor. Dino-Lite serisi (dijital mikroskop serisi) çok ucuz değil ancak küçükler ve elde taşınabiliyorlar. Laboratuar tüplerinin içerisinde rahatça hareket ettirilebiliyor ve geniş beyaz tahtalarda bile tamamen belirgin. Bir salyangozu başaşağı çevirin ve büyük bir ekranda çocuklara izletin – çocukların gözleri tıpkı salyangozunkiler kadar yerlerinden fırlayacak. Okulların sadece yatırım yapmaya (yaklaşık 300€) ve sürücüleri tüm bilgisayarlara yüklemeye ihtiyaçları var. Tepegözler oldukça  yaygın ve tüm sınıfa izleme imkanı sağladığı için oldukça kullanışlı (eski tip projeksiyonlar bile rutubetli bölgelerde sürü halinde yaşayan küçük canavarların silüetlerini izlemek için faydalı). İnternette BBC Vahşi Yaşam kanalının  kayıtlarının bulunduğu  www.arkive.org gibi siteler size parkta bulduğunuz bir uğurböceğinin larvasını izleyebilme imkanı veriyor.

Kelebeğin beyaz yüzey üzerinde mikroskop görüntüsü
Hayvanlarla yakın ilişkiler kurmanın çocukların sağlığı  üzerinde olumlu bir etkisi olduğu şüphe götürmez. Critterish Allsorts tarafından yürütülen ‘hayvan terapisi’ adlı harikulade çalışmada bunu  doğruluyor. Buna rağmen sınıf hayvanları az ve girişe çekici bir akvaryum yerleştirmek için para biriktirilebilir, çocuklar okulda hayvanlarla  her zaman  uzun süreli temas içerisinde olmuyor. Sağlık ve Güvenlik sorunları ve risk değerlendirmelerine muhtemel problemler de eklenmeli. Bir çift sınıf faresi civciv ve tırtıllardan farklı olarak yarım dönemde  tam olgunluğa erişmiş bebeklere sahip olabilir, böylece çocuklarda  memeli bir hayvanın yaşam evresini ve  bir annenin rolünü tercrübe edebilir. Sally Kneidel’ın Sınıf Hayvanları (Classroom Critters)  and  Bilimsel Metod (Scientific Method)  gibi kitapları size fare ya da  diğer küçük hayvanlarla çalışabilmek adına ilginç fikirler verebilir. 
Okullarında doğaya merakı arttırmak için muhteşem işler başaran bazı öğretmenler var. Onları göller ya da vahşi alemlere teşvik edip, vakitlerini bahçıvanlık ve fidan dikmeye  harcıyorlar. Kazananlar onlar. İstekli ve yaratıcı öğretmenler gerçekten bir fark yaratabilir.

6. Toplu yokoluş evresine girerken (insan faaliyetlerinin sebep olduğu ilk evre) çocuklarımız etraflarındaki büyük değişikliklere tanıklık edecekler mi? Eğer doğayla içiçe olmazlarsa ve eğer doğayı anlamazlarsa neden doğayı kurtarmak istesinler?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder