3 Ocak 2016 Pazar

John Dewey: Mükemmeliyet İçin Çeşitli İlgiler Neden Çok Önemli?


Çeviren:Esra Terzioğlu




John Dewey’in Tatmin Edici Bir Uğraşın Anahtarı Olan Ve Her Alanda Mükemmeliyet İçin Çeşitli İlgilerin Neden Çok Önemli Olduğu Üzerine Mesleğini Nasıl Bulursun Çalışması

"Kişinin ne yapmak için donatılmış olduğunu bulmak ve bunu yapmak için fırsat güvenliği sağlamak mutluluğun anahtarıdır."

    “İnsanın ruhunda büyük bir ateş olabilir,ama hiçbir zaman kendisini ısıtamaz onunla, gelip geçenlerse yalnızca bacadan çıkan cılız dumanı görürler.” Der genç Van Gogh kardeşine yazdığı bu mektupta. Meslek arayışları boşuna çıktığı için umudunu kesmişti. Neyi sevdiğimizi nasıl buluruz ve sevdiğimiz şeyle hayatımızı nasıl kazanırız sorusu Plato’ya kadar dayanan, sonsuza kadar devam edecek eden bir sorudur ki bu sorunun  onaylanmış cevapları, en azından eğitimin herkesin yeteneğini ortaya çıkardığını, uzmanlık eğitiminin ve bunun toplumun gelişmesine uygulanan bir rolü olduğudur. İki bin yıldan daha fazla sonra, medeniyetimizin yarattığı en iyi beyinlerden biri, nasıl düşündüğümüzü ve eğitimin asıl amacının insan ruhunu arındırmaya devam ettirmesi üzerinde anlayışı olan, filozof, psikolog ve eğitim reformcusu John Dewey (20 Ekim 1859-1 Haziran 1952);1916’da “Demokrasi ve Eğitim” başyapıtında bitmez tükenmez sorunun amacını ele almıştır.


    Nietzsche’nin 1873’te zaman içinde asılı kalmış kendinizi nasıl bulursunuz üzerindeki derin düşünce yazısı ve Parker Palmer ’ın “Ruhunuzun konuşmasına nasıl izin verirsiniz” adındaki çağdaş manifestosuyla aynı zaman diliminde; Dewey, amacımızı nasıl buluruz ve son derece tatmin edici bir mesleğe neyin neden olduğunu inceler. O, bu mesleği “bir amaca sahip sürekli faaliyet” olarak tanımlıyor; böylece hem onun aktivitelerinin ve hem canlılığın duygusu ile bizi dolduracak bir şekilde doğal hediyeler sağladığını ve insanoğlunun yaşamlarını zenginleştirdiğini öne sürer.



              “Bir iş, sonuçlarını başarmasından ve iş arkadaşlarına faydalı olmasından dolayı bir bireye gözle görülür derecede önem ifade eden yaşam aktivitelerinin doğrultusu dışında başka bir şey ifade etmez. Bir kariyerin karşıtı ne kültür ne de işsizlik değil, kişisel yönden amaçsızlık, tecrübede birikimle gelen başarı yoksunluğu ve sosyal taraftan da başıboş bir görüntü sergilemek, başkaları üzerinde asalak bağımlılıktır. İş, devamlılığın somut bir terimidir. Her türde sanatsal yeterliliğin, özel bilimsel yeteneğinin, etkili vatandaşlığın aynı zamanda profesyonel ve ticari mesleklerin gelişimini içerir ve mekanik iş gücü ya da karlı kazançların peşinde olmayla ilgili bir şey olmadığını söyler.”
 


    Ama Dewey, her zaman karakterimizi sınırlayan kendimizi en iyi olduğumuzu düşündüğümüz şeyle tanımlamak ve çalışmalarımızı devamlı rutinleştirmek eğilimimize karşı uyarmıştır:

        
“Biz kaçınmalıyız... Mesleğin kişiye özel bir şekilde dağıtılmış, her bir kişi için tek olduğu düşüncesi... Her birey, görev çeşitliliğinde bir gerekliliğe sahip olmalı ki bunların her birinde akıllıca etkin olması gerekir. Her meslek, diğer ilgilerden izole edildiği derecede anlamını yitirir ve meşgul eden bir rutin haline gelir.”


    Günümüz kültürünün yüce zamansızlığının ortasında, sürekli yayılan bütünlüğümüzü parçalarla sınırlandırarak kendimizi üç kelimeyle bir konferans rozetinde ve 160 karakterlik bir Twitter biyografisinde tanımlamaya zorlanıyoruz. Dewey yazmıştır:


       “Hiç kimse sadece bir sanatçı ve başka bir şey değildir, ve şimdiye kadar biri o koşula elinden geldiği kadar yaklaşır, o daha çok az gelişmiş bir insandır, o, çirkinliğin bir türüdür. O, hayatının bir döneminde, bir ailenin üyesi olmalı; arkadaşlara ve yoldaşlara sahip olmalı; ya kendini desteklemeli ya da başkaları tarafından desteklenmelidir ve böylece bir iş kariyerine sahip olur. O, bazı örgütlü siyasi birimin ve buna benzer işlerin üyesidir. Biz doğal olarak onun mesleğini, onun başkalarıyla ortak olanlar yerine onu öne çıkaran görevleriyle seçeriz. Ama biz onun neredeyse diğer görevlerini görmezden gelerek ve inkar ederek kendimizi kelimelere çok bağlı kalmaya izin vermemeliyiz.”



    Bir sanatçı olarak bir kişinin mesleği, kesinlikle onun  çeşitli ve rengarenk mesleki aktivitelerinin uzmanlaşmış evresi olmalıdır, böylece onun bu konudaki yeterliliği, yani insani anlamdaki yeterliliği diğer mesleklerle olan birlikteliği ile belirlenir.

    Bizim odağımızı daraltmak yerine Dewey, doğru mesleğin, bizim objektifimizi genişlettiğini ve çeşitli alanlardan fikirleri bağlayıp organize ederek örüntü tanıma yöntemi haline getiren “yaratıcılık mekanizması” olduğunu öngörür. O yazar:


        “Bir meslek, aynı zamanda bilgi ve entelektüel gelişim için bilgi ve fikirleri düzenleyen bir ilkenin gerekliliğidir. Bu çok geniş detayların çeşitliliği arasından geçen bir eksen sağlar; bu farklı tecrübelerin, gerçeklerin, bilginin öğelerinin bir diğeriyle sırayla dizilmesine neden olur. Avukat, doktor, kimya dalında laboratuvar araştırmacısı, ebeveyn, kendi semtindeki ilgili vatandaş olarak yapması gereken her ne varsa not almak ve ilişki kurmak için değişmez çalışma uyarıcılarına sahiptir. O ,bilinçsizce, işinin motivasyonundan diğer şeylerle ilgili bilgiye uzanır ve ona sahip olur. Meslek, çekmek için mıknatıs gibi, tutmak içinde tutkal gibi bir rol üstlenir. İhtiyaçların dayanağı olduğundan böyle bilgi düzenlemesi çok önemlidir; o kadar ifade edilir ve eylem halinde yeniden düzenlenir ki bilgi asla durgun hale gelmez.

      
 Yaklaşık bir asır önce, Werner Herzag; Dewey’in tecrübenin tekniğin üstünde olmasını ileriye bakan sinemacılara yaptığı akıllıca tavsiyelerini övdü; Dewey, kişinin sanatını geliştirmek için en iyi yöntemin onu hayatına sokması olduğunu ileri sürer:



   “Eğer sanatçılığı teknik bir başarıdan daha fazlası olacaksa, birey deneyime sahip olmalı, onu yaşamalıdır. O, sanatının içinde sanatsal faaliyetlerinin konusunu bulamıyorsa; bu yakındığı ve diğer ilişkilerle zevk aldığı şeylerin bir ifadesi olmalıdır –ki bu onun farkındalığı ve ilgilerine sevgi üzerine bağlı olan birşeydir.

    Meslekler için tek yeterli eğitim, meslekler aracılığıyla eğitimdir… Daha sonraki sorumluluklar için yeterli hazırlık; sadece içinde bulunduğu hayatı en iyi şekilde yaşayarak gelir. Bütün insanoğlunun her zaman yaptığı baskın işi, yaşamaktır. -entelektüel ve ahlaki gelişim.


  Buckminster Fuller yarım yüzyıl önceki ateşli bildirisinde, pratisyenlerin dehasına karşı uzmanlığı eleştirmiş; Dewey kendimizi bizim temel becerimiz tarafından tanımlanmamıza kendimizi salıvermeye karşı uyarır:

      
      “Bir sanatçının doğrusu diğer bütün mesleklerin doğrusudur. Bütün belirleyici meslekler için -davranış ilkesi ile genel uyum içinde- çok baskın, çok özel ve uzmanlaşmış ve içine çekici olma yönünde şüphesiz bir eğilim vardır. Bu beceri veya teknik metoda, anlam pahasına vurgu anlamına gelir. Fakat bu eğilimi geliştirmek eğitimin işi olmadığı gibi, bu eğilime karşı koruma sağlamalı; böylece bilim araştırmacısı sadece bilim insanı olmasın, öğretmen sadece pedagog, din adamı sadece dini kıyafet giyen ve dahası.


 Dewey birinin meslek bulmasının, hem bireyin kendisi için hem de içinde bulunduğu toplum için nihai ödül olduğunu düşünür:


      “Sosyal hizmet ile bireyin kendine özgü kapasitesini dengeleyen tek şey bir meslektir. Kişinin ne yapmak için donatılmış olduğunu bulmak ve bunu yapmak için fırsat güvenliği sağlamak mutluluğun anahtarıdır. Hiçbir şey kişinin hayatta gerçek işini bulmakta başarısız olmasından veya başka bir yere sürüklendiğini keşfetmesinden ve yine şartlar tarafından sevimsiz mesleklere zorlanması kadar trajik olamaz. Doğru bir meslek, basitçe kişinin doğal yeteneklerine uygun, en az direnç ve en fazla memnuniyetle çalışmasıdır. Toplumun diğer üyelerinin referansı ile bu hareket yeterliliği, tabi ki de onların bir bireyden sunabileceği en iyi hizmeti aldığını ifade eder.


  Tüm zamanların yazılmış en önemli ve en ebedi okumaya değer kitaplarından biri olan “Aşırı bilgi yükleme çağında nasıl derin düşüncede usta olunur ve huzurdaki başlıca rolümüz” ile  zamanlaması tam yerinde olan Dewey’in “Demokrasi ve Eğitim”ini, sonra William James’in “Kârdan ziyade bir amaç belirleme”sini ve Parker Palmer’ın “Saklı bütünlüğünüzün sahiplenilmesi” ile yeniden değerlendir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder