2 Ekim 2015
Çeviren: Gülşah GÜNEŞ
Tokyo gibi büyük şehirlerde bile, küçük
çocuklar metroya binip kendi işlerini hallediyorlar. Sebebi grup dinamikleriyle
yapılacak birçok şeyin olması.
Çocukların tek başlarına ya da küçük gruplar halinde oturacak bir yer aramak için tren vagonlarında gezinmeleri Japon toplu ulaşımında yaygın bir manzaradır.
Çenelerinin altından bağlanmış geniş kenarlı şapkayla diz hizasında çorap, rugan ayakkabı ve ekoseli jile giyerler ve tren biletleri sırt çantalarına iğnelenmiştir. 6-7 yaşlarındaki çocukların, okula gidiş geliş yollarında ve görünürde hiçbir koruma yok. “Hajimete no Outsaki” ya da “My First Errand” denilen popüler televizyon programı, aileleri için bir görev yapmak amacıyla gönderilen 2-3 yaşlarındaki çocukları ön plana çıkarır. Manava veya fırına çekinerek yol aldıkça gelişimleri bir kamera ekibi tarafından gizlice kayıt altına alınır. Bu program 25 yıldan fazladır devam etmektedir.
Bir abi ile kardeş, İlk Getir Götür İşim
programında ilk defa sebze almak için yola koyulurlar.
Tokyo’da 12 yaşındaki Kaito, 9 yaşından
beri velayetini paylaşan ebeveynlerinin evleri arasında tek başına trene
biniyor. O “Başta trene tek başına binip binemeyeceğim konusunda biraz
endişeliydim fakat sadece biraz.” Diye itirafta bulundu.
Şimdi bunun kolay olduğunu söylüyor. İlk
zamanlarda ailesi evhamlılardı fakat devam ettiler çünkü onun yeterince büyük
olduğunu hissediyorlardı ve birçok çocuk bunu güvenli bir şekilde yapıyordu.
Dürüst olmak gerekirse, hatırladığım
kadarıyla, trenler güvenilir ve gitmesi kolay bir ulaşım aracı ve ayrıca çocuğumuz
trenle zamanında gelir. (Ailesi, gizlilik uğruna isimlerini ve onun soy isminin
yayınlanmamasını rica etti.)
Üveyannesi hatırlatıyor: Tokyo’da ben ondan daha
gençken telefonumuz yoktu ama buna rağmen ben trenle A noktasından B noktasına
gitmeyi başardım. Eğer kaybolursa, bize ulaşabilir.
Bu olağandışı bağımsızlık düzeyini ne açıklar?
Doktora tezini Japon gençler üzerine yazan, kültürel antropolog
Dwayne Dixon’a göre sadece kendine yeterlilik değil aynı zamanda grup güveni.
Çocukların bunu erkenden öğrendiğini ve tercihen herhangi bir toplum üyesinin
hizmet için veya başka birine yardım için çağırılabileceğini söylüyor.
Bu varsayım okulda, bu tarz görevlerde
personele bel bağlamaktansa çocukların temizlik ve yemek servisinde yer
almalarıyla pekiştirilmiştir. Bu iş gücünü çeşitli kollara dağıtır. Dixon “ Bu
örneğin bir tuvaleti temizlemek için ne gerektiğini herkese öğretirken aynı
zamanda iş gücünü çeşitli kollara dağıtır ve olasılıkları dönüşümlü olarak yer
değiştirir” diyor.
"O, 9 yaşındaki bir çocuğun Londra ve New York’ta değil yalnızca Tokyo’da metroya tek başına binmesine izin verirdi."
Paylaşılan alanların
sorumluluklarını almak, çocukların, sahipliğin gururunu yaşamalarını ve berbat
etmenin sonuçlarını kendi başlarına düzelteceklerini somut bir şekilde
anlamaları anlamına gelir. Bu etik kamusal alanda daha geniş alan yayılır. (Tek
sebebi Japon sokakları genellikle çok temiz)
Toplum içine çıkan bir çocuk, acil bir
durumda bir grubun yardım edeceğine güvenebileceğini bilir.
Japonya oldukça düşük suç oranına sahiptir. Bu da
ailelerin çocuklarına dışarı tek başına göndermeleri konusunda kendinden emin
hissetmelerinin ana nedenidir. Fakat küçük orantılı kentsel alanlar, yürüme,
taşıt kullanma kültürü emniyeti geliştirir ve belki bunun kadar önemli güven
algısını geliştirir.
Dixon “Kamusal alan daha iyi düzenlenir,
insan boyutunda alanlar aynı zamanda akışı ve hızı kontrol altında tutar” diye
söz etmiştir. Japon şehirlerinde insanlar her yer de yürümeye alışkındırlar ve
toplu taşıma, araba kültüründe iyi sonuç alır; Tokyo’da yolculukların yarısı
tren yoluyla veya otobüs yoluyla, çeyreği ise yürüyerek gerçekleştirilir.
Sürücüler yolu paylaşmaya, yaya ve bisikletlilere yol vermeye alışkındırlar.
Kaito’nun üvey annesi 9 yaşındaki bir
çocuğun Londra ve New York’ta değil yalnızca Tokyo’da metroya tek başına
binmesine izin verebileceğini söylüyor. Bu Tokyo metrosunun risksiz olduğu anlamına
gelmez. Kadınların ve kızların taciz edilmesinin kalıcı problemi, örneğin 2000
yılında başlayan, yalnızca kadınların bulunduğu arabaların tanıtımına yol açtı.
Birçok şehir çocukları hala okula giderken tren kullanmaya devam ederler ve
mahallerinde yakın denetim olmaksızın getir götür işleri yapmaktadırlar.
Onlara bu özgürlüğü vererek aileler
yalnızca çocuklarına değil bütün topluma önemli bir güven yerleştiriyorlar.
Dixon “Dünyadaki çocukların çoğunun kendi kendine yetebildiği gözlemlenmiştir.”
Fakat şüphe duyduğum şey şu ki Batılıların sık sık konuşulmamış ve istenmemiş
güven duygusundan ve işbirliğinden kafaları karışmıştır.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil