Çeviren: Serap İÇPINAR
YAYIN tARİHİ: 13 EKİM 2015
Tokyo’da ilkokullardaki, Helsinki’de
liselerdeki, Harvard İşletme Fakültesi’nin İşletme Yönetimi Yüksek Lisans’ı
amfi tiyatrolarındaki öğretim stilleri keskin bir şekilde farklılık
göstermektedir. Ancak hepsinin ortak özelliği: Öğretim bir takım sporudur. Buna
rağmen, Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok devlet okulunda öğretmenler
genellikle tek başınalar.
Doktorlar zorlu vakaları tartışmak için görüşürler,
avukatlar dava dosyalarını yazmak için işbirliği yaparlar, mimarlar bir bina
inşa etmek için müteahhitlerle ve mühendislerle takım oluştururlar.
Öyleyse neden öğretmenlerin tek başına
başarılı olmalarını bekliyoruz?
Dünya çapında birçok okul işbirliği
konusunda gelişim göstermektedir. Öğretmenlerin dersleri planlaması ve oluşabilecek
sorunları gidermesi için ortak bir planlama zamanları vardır; acemi
öğretmenler, onlara düzenli olarak geri dönüt sağlayacak uzman eğitimcilerle
eşleşir; farklı branş öğretmenleri öğrencileri desteklemek için birlikte
çalışır.
Japon öğretmenler, örneğin “matematiksel akıl
yürütme” gibi bir kavramı nasıl daha etkin biçimde öğretecekleri konusunda düzenli
olarak görüşürler ve “Ders Çalışması” adı verilen bir süreçte fikir
alışverişinde bulunurlar. Öğretmenler kanıtlar çerçevesinde hep birlikte bir
ders düzenler, bunu diğer öğretmenler not alırken öğrencilerin veya branş
öğretmenlerinin önünde test eder. Daha sonra, öğretmenler geri bildirime dayalı
olarak dersi yeniden düzenler.
Finlandiya’da işbirliği o kadar önemlidir
ki okullar, öğretmenlerin dersleri birlikte oluşturmaları ve zorluk çeken
öğrencilerin durumlarını tartışmaları için onlara haftada üç saat olanak tanır.
Birçok okulda öğretmenler birbirlerinin dersinde gözlem yapmak ve yardım etmek
için cesaretlendirilir.
Burada, Boston’da, Harvard İşletme
Fakültesi’nde ilk yıl zorunlu olan dersi, diyelim ki, maliyeyi öğreten
profesörler haftada bir saat o haftanın durum çalışmalarını tartışmak ve önceki
yıllardan sezgilerini paylaşmak için görüşürler.
Pittsburgh Üniversitesi’ndeki araştırmacılar
öğretmenler arasındaki takım çalışmasının öğrencilerin test sonuçlarını ölçülebilir
bir şekilde geliştirdiğini tespit etmişlerdir.
Massachusetts ve Chicago’daki
öğretmenlerin çalışmaları işbirlikçi toplulukların daha az öğretmen değişimiyle
ve daha yüksek mesleki memnuniyetle ilişkilendirildiğini öne sürmektedir.
Boston Koleji eğitim profesörü Andy
Hargreaves, çok başarılı öğretmenleri işe almanın yeterli olmadığını söylüyor;
okullar, sadece öğrencilerin değil aynı zamanda öğretmenlerin de akran
desteğiyle birlikte sürekli öğrenimin gerçekleştiği, dinamik yerler olmalıdır.
Hem acemi hem de tecrübeli öğretmenler işbirliği ile gelişirler.
Önümüzdeki eğitim yılı boyunca
öğretmenlere bu fırsatı nasıl sağlayabiliriz?
Ulus çapında bazı okullar, hastane eğitimi
temeline dayanan, eğitici kollar olarak bilinen bir uygulama geliştirdiler.
Uzman öğretmenler ve yöneticiler öğretmenlik uygulaması modellerini
belirleyerek bir dizi sınıfı ziyaret eder. Daha sonra, okul çapında belirli
uygulamaları geliştirme amaçlı görüş alışverişinde bulunmak için buluşurlar.
Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan
Öğretim Kalitesi, stratejilerini ve düşüncelerini paylaşan yaklaşık 10,000
öğretmenden oluşan etkileşimli, sanal bir ortam oluşturmuştur. Merkez, yıllık
olarak, sınıf ve politik araştırma zamanını birbirinden ayıran, eğitim hakkında
yazan ve yerel öğrenme topluluklarını geliştiren, çok sayıda eyaletten katılan nadir
öğretmenlerden “girişimci öğretmenler” den oluşan bir topluluk belirler.
Eğer işbirliği öğrencilerin başarısında
kritik ise, Massachusetts’te takım çalışmasına teşvik eden okulları oluşturmak
için ne yapmak gerekir? Üç ana etken olan zaman, yer ve kültür konusunu
etraflıca düşünerek sınırlı sayıda okulun katılımıyla gerçekleştirilecek olan
pilot uygulama ile başlanabilir.
Öncelikle, ortak planlama zamanı için öğretmenlerin
haftada 2-3 saat ayırmaları gerekebilir. Okullar, öğretmenlerin planlarında boş
zaman oluşturmak için imtiyaz gösterebilir veya belki de idareciler, öğrenciler
oyun oynarken öğretmenlerin buluşmasına müsaade etmek için mola verebilirler.
İkinci olarak, okulların öğretmen
takımlarının buluşabileceği özel alana ihtiyacı olabilir.
Son olarak, okulları iş birliğine
cesaretlendirmek için öğretmenlerin değerlendirme ölçümlerinin yeniden ayarlanması
gerekebilir – böylelikle, öğretmenlerin sadece kendi öğrencilerinin performansı
değil ama aynı zamanda tüm sınıfların veya okulun ortak gelişimi
ödüllendirilir.
“Takım çalışması” New England eyaletinin
en başarılı spor takımlarının sloganıdır. Eğer Massachusetts okulları aynı
toplanma çağrısını benimserse okulların görebileceği başarıyı bir düşünün.
Jessica
Lander Boston bölgesinde yaşayan bir öğretmen ve yazardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder