28 Kasım 2015 Cumartesi

Öğretim Bir Takım Sporu Olmalıdır



 Çeviren: Serap İÇPINAR 
YAYIN tARİHİ: 13 EKİM 2015



   
Tokyo’da ilkokullardaki, Helsinki’de liselerdeki, Harvard İşletme Fakültesi’nin İşletme Yönetimi Yüksek Lisans’ı amfi tiyatrolarındaki öğretim stilleri keskin bir şekilde farklılık göstermektedir. Ancak hepsinin ortak özelliği: Öğretim bir takım sporudur. Buna rağmen, Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok devlet okulunda öğretmenler genellikle tek başınalar.

Doktorlar zorlu vakaları tartışmak için görüşürler, avukatlar dava dosyalarını yazmak için işbirliği yaparlar, mimarlar bir bina inşa etmek için müteahhitlerle ve mühendislerle takım oluştururlar.






Öyleyse neden öğretmenlerin tek başına başarılı olmalarını bekliyoruz?

Dünya çapında birçok okul işbirliği konusunda gelişim göstermektedir. Öğretmenlerin dersleri planlaması ve oluşabilecek sorunları gidermesi için ortak bir planlama zamanları vardır; acemi öğretmenler, onlara düzenli olarak geri dönüt sağlayacak uzman eğitimcilerle eşleşir; farklı branş öğretmenleri öğrencileri desteklemek için birlikte çalışır.

Japon öğretmenler, örneğin “matematiksel akıl yürütme” gibi bir kavramı nasıl daha etkin biçimde öğretecekleri konusunda düzenli olarak görüşürler ve “Ders Çalışması” adı verilen bir süreçte fikir alışverişinde bulunurlar. Öğretmenler kanıtlar çerçevesinde hep birlikte bir ders düzenler, bunu diğer öğretmenler not alırken öğrencilerin veya branş öğretmenlerinin önünde test eder. Daha sonra, öğretmenler geri bildirime dayalı olarak dersi yeniden düzenler.

Finlandiya’da işbirliği o kadar önemlidir ki okullar, öğretmenlerin dersleri birlikte oluşturmaları ve zorluk çeken öğrencilerin durumlarını tartışmaları için onlara haftada üç saat olanak tanır. Birçok okulda öğretmenler birbirlerinin dersinde gözlem yapmak ve yardım etmek için cesaretlendirilir.

Burada, Boston’da, Harvard İşletme Fakültesi’nde ilk yıl zorunlu olan dersi, diyelim ki, maliyeyi öğreten profesörler haftada bir saat o haftanın durum çalışmalarını tartışmak ve önceki yıllardan sezgilerini paylaşmak için görüşürler.

Pittsburgh Üniversitesi’ndeki araştırmacılar öğretmenler arasındaki takım çalışmasının öğrencilerin test sonuçlarını ölçülebilir bir şekilde geliştirdiğini tespit etmişlerdir.

Massachusetts ve Chicago’daki öğretmenlerin çalışmaları işbirlikçi toplulukların daha az öğretmen değişimiyle ve daha yüksek mesleki memnuniyetle ilişkilendirildiğini öne sürmektedir.

Boston Koleji eğitim profesörü Andy Hargreaves, çok başarılı öğretmenleri işe almanın yeterli olmadığını söylüyor; okullar, sadece öğrencilerin değil aynı zamanda öğretmenlerin de akran desteğiyle birlikte sürekli öğrenimin gerçekleştiği, dinamik yerler olmalıdır. Hem acemi hem de tecrübeli öğretmenler işbirliği ile gelişirler.




 Önümüzdeki eğitim yılı boyunca öğretmenlere bu fırsatı nasıl sağlayabiliriz?

Ulus çapında bazı okullar, hastane eğitimi temeline dayanan, eğitici kollar olarak bilinen bir uygulama geliştirdiler. Uzman öğretmenler ve yöneticiler öğretmenlik uygulaması modellerini belirleyerek bir dizi sınıfı ziyaret eder. Daha sonra, okul çapında belirli uygulamaları geliştirme amaçlı görüş alışverişinde bulunmak için buluşurlar.

Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Öğretim Kalitesi, stratejilerini ve düşüncelerini paylaşan yaklaşık 10,000 öğretmenden oluşan etkileşimli, sanal bir ortam oluşturmuştur. Merkez, yıllık olarak, sınıf ve politik araştırma zamanını birbirinden ayıran, eğitim hakkında yazan ve yerel öğrenme topluluklarını geliştiren, çok sayıda eyaletten katılan nadir öğretmenlerden “girişimci öğretmenler” den oluşan bir topluluk belirler.

Eğer işbirliği öğrencilerin başarısında kritik ise, Massachusetts’te takım çalışmasına teşvik eden okulları oluşturmak için ne yapmak gerekir? Üç ana etken olan zaman, yer ve kültür konusunu etraflıca düşünerek sınırlı sayıda okulun katılımıyla gerçekleştirilecek olan pilot uygulama ile başlanabilir.

Öncelikle, ortak planlama zamanı için öğretmenlerin haftada 2-3 saat ayırmaları gerekebilir. Okullar, öğretmenlerin planlarında boş zaman oluşturmak için imtiyaz gösterebilir veya belki de idareciler, öğrenciler oyun oynarken öğretmenlerin buluşmasına müsaade etmek için mola verebilirler.

İkinci olarak, okulların öğretmen takımlarının buluşabileceği özel alana ihtiyacı olabilir.

Son olarak, okulları iş birliğine cesaretlendirmek için öğretmenlerin değerlendirme ölçümlerinin yeniden ayarlanması gerekebilir – böylelikle, öğretmenlerin sadece kendi öğrencilerinin performansı değil ama aynı zamanda tüm sınıfların veya okulun ortak gelişimi ödüllendirilir.

“Takım çalışması” New England eyaletinin en başarılı spor takımlarının sloganıdır. Eğer Massachusetts okulları aynı toplanma çağrısını benimserse okulların görebileceği başarıyı bir düşünün.






Jessica Lander Boston bölgesinde yaşayan bir öğretmen ve yazardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder