Çeviren: Bilal Ali TELCİ
Orijinal metin için tıklayınız
Günümüzde makinelerin yapabileceği tüm işler, gerek
cerrahi uygulama yapmak, araba sürmek yada gıda hizmeti sunmak olsun, onlar
hala belirgin bir insan özelliğinde eksikler. Hiç bir sosyal becerileri yok.
Gelgelelim işbirliği, empati, esneklik gibi beceriler
günümüz iş dünyasında giderek hayati olmaktadır. Yeni araştırmalara göre, zorlu
sosyal becerileri gerektiren meslekler 1980’den beri diğerlerine nazaran daha
çok artmakta. Ve yalnızca hem bilişsel hem sosyal yetenek gerektiren meslekler
2000 yılından bu yana istikrarlı maaş artışı göstermektedir.
Bulgular ekonomistlerin kafalarını karıştıran gizemi
açıklamaya yardım ediyor: Yüksek becerili işlerin bile artışındaki yavaşlama. Derinden
etkilenen iş sektörleri, ücret spektrumu boyunca sosyal becerileri
gerektirmeyen işler olduğu görünüyor.
Harvard üniversitesinde eğitim ve ekonomi alanında
doçent doktor ve yeni çalışmanın yazarı olan David Deming, ‘’Seninle konuştuğum
için kafandan neler geçtiğini düşünmem gerek, Sıkıldı mı ? Ona çok fazla mı
bilgi veriyorum ? Ve her zaman davranışlarımı düzeltmem gerek’’ demiştir. ‘’Bu
programlaması gerçekten zor bir şey bu nedenle işlerin dağılımındaki yeri
büyüyor. ’’
Bazı ekonomistler ve teknologlar bu akımı iyimserliğe
sebep olarak görüyor: Teknoloji bazı işleri elese bile genellikle diğerlerini
ortaya çıkarıyor. Ancak öğrencileri çalıştığımız şekilde değişime hazırlamak
için okulların öğrettiği becerilerin değiştirilmesi gerekebilir. Sosyal becerilerin
geleneksel eğitimde nadiren üzerinde durulmuştur.
Clayton Christensen Enstitüsü kurucu
ortaklarından aynı zamanda orada eğitim veren Michael Horn ‘’ Makineler bunun
gibi bütün şeyleri otomatikleştiriyor bu nedenle daha sosyal becerilere sahip
olmak, insan dokunuşu ve teknolojiyi tamamlamayı bilmek kritik öneme sahip ve
bizim eğitim sistemimiz bunun için hazırlanmadı ‘’ demiştir.
Bay Deming okul öncesi sınıflarının daha çok modern iş
dünyasına benzediğini dile getirmiştir. Çocuklar oyun alanında küçük gruplar
halinde sanat projelerinden bilimsel
deneylere geçiyorlar ve en önemli becerileri diğerleriyle paylaşılıyor ve müzakere
ediliyor. Fakat bu kısa sürede son buluyor yerini daha az akran etkileşimli
zahmetli becerilerin geleneksel formatta eğitimi alıyor.
İş, tam da burada daha bir okul öncesi gibi
olmaktadır.
Mr. Deming özellikle matematiksel olarak sosyalleşme
ve düşünmeyi gerektiren işlerin istihdam ve ücret açısından iyi iş çıkarttığını
bulmuştur. Bunlara doktorlar ve mühendisler dahil oluyor. Sosyal beceri
gerektiren fakat matematik becerisi gerektirmeyen işler de aynı zamanda
artmaktadır: Avukatlar ve çocuk bakımı çalışanları bunlara birer örnektir.
Hızla tükenmekte olan işler ne sosyal ne de matematik becerisi
gerektirmeyenler, amelelik gibi.
Matematik ve Bilim Yeterli Değil
Son 20 yılda oldukça istikrarlı bir şekilde gelişen
meslekler yüksek matematik ve sosyal beceri gerektirenlerdendir.
(Orijinal Grafik Etkileşimlidir.)
Bilgisayar bilimi öğretimi üzerindeki önemine rağmen
matematik ve bilimi öğrenmek yeterli değil. Muhasebeciler, banka memurları ve
bir kaç alanda mühendisler son yıllarda,en yüksek ücretli işler dışında
istihdam artışında en kötü performansı göstermiştir.Teknik endüstride, kişiler
arası ve teknik becerileri kaynaştıran işler gelişiyor örneğin grup projesi
üzerinde çalışan bilgisayar uzmanı gibi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde ekonomist olan
David Autor ‘’ Eğer yalnızca teknik beceriler olsa otomatikleştirilebilmesi
için mantıklı bir olanak olurdu ve sadece empatik ve esnek olsa sonsuz bir insan tedariği olurdu ve bir iş düzgün bir
şekilde karşılığını almazdı ‘’ demiştir.’’ Bu her ikisinin verimli etkileşimi
hakkaniyetlidir’’.
Bay Deming’in çalışmaları Bay Autor’un ki de dahil
olmak üzere daha önce yapılan araştırma tarafından desteklenmiştir.Bay
Autor büro veya fabrika işi gibi orta
halli beceri gerektiren işlerin teknoloji tarafından içi boşaltıldığını
yazmıştır.Fizik tedavi veya genel müteahhitlik gibi yeni orta becerili işler
teknik ve kişiler arası ihtisasını kaynaştırıyor. Nobel ödüllü ekonomist James
Bay Heckman karakter, güvenilirlik ve azim gibi bilişsel olmayan becerilerin
bilişsel başarı kadar önemli olmasıyla sonuçlanan çığır açan bir çalışma yaptı.
‘’Onlar öğretilebilirler fakat Amerikan okulları bunu yeterince yapmaya gerek
duymuyorlar’’ dedi.
Bu sonuçlar akademik çevre dışında uygulamaya konuldu.
Örneğin Google araştırmacıları neyin en iyi yönetici yaptığına karar vermek
için şirketin çalışanlarını inceledi. Onlar bunun teknik uzmanlık olabileceğini
varsayım olarak kabul ettiler. Bunun yerine o en iyi yöneticiler bire bir görüşme
için zaman yaratan insanlardı; onlar çalışanlara problemler üzerinde kafa yormalarına
ve onların hayatlarına ilgi duymalarına yardımcı oldu.
Bay Deming’in çalışması bu tür becerileri ölçer. Mesleklerin
çalışma bakanlığından gerek duyulan görevleri ve kabiliyetleri kullanarak O*NET
adlı ankette, bilişsel beceri gibi faktörleri denetledikten sonra sosyal
becerilerin yıllarca eğitim ve meslek içindeki ekonomik geri dönüşünü
ölçmüştür.
Mühendislik gibi
ekip çalışmasına gerek duymayan meslekler ve tekrarlayan işlere gerek duyan meslekler
azalırken, sosyal becerileri gereksinim duyan mesleklerin oranı 1980 ve 2012
yılları arasında 24 % artmıştır.
Bay Deming bunu karşılaştırmalı üstünlüğün ekonomik
eğilimi olarak açıklar.
Varsayalım iki işçi bir araştırma makalesi
yayımlıyorlar. Biri veri analizlerinde çok başarılı diğeri ise yazmada oldukça
başarılı eğer iş birliği yapsalardı daha üretken olurlardı ve ortaya daha
verimli bir ürün koyarlardı. Fakat bireyler arası becerilerde eksiklikleri
varsa birlikte çalışmanın maliyeti bu partnerliği verimli hale getirmek için
çok fazla olabilir.
Kadınların sosyal beceriye olan talep ile ilgili daha
fazla avantaj elde ettikleri gözüküyor. Rutin mesleklerdeki düşüş kadınları
erkeklere nazaran daha derinden etkiledi. Fakat kadınlar yöneticiler, doktorlar ve profesörler gibi iş
birlikçi mesleklere daha başarılı geçiş yaptılar.
Bay Deming ve diğer araştırmacılar bunun nedeninin bebeklikten itibaren kadınların karakteristik olarak sosyal
anlayış, duygusal zeka ve başkalarıyla çalışmak gibi şeylerde daha çok başarılı
oldukları için olabileceğini söylerler.
Araştırmacılar bu sonuçların gelenekçi eğitimin önemsiz olduğunu değil aslında gelenekçi okul
derslerinin iş piyasasında mücadele edebilmek için her zamankinden daha önemli
olduğunu söylüyorlar. Fakat bazı okullar sosyal becerilerin müfredata nasıl
ekleneceklerinin yollarını arıyorlar.
Bir çok işletme ve sağlık okullarında öğrenciler
işlerini tamamlamak için küçük gruplara atanırlar. Sözde terz-yüz sınıflarda
ders öncesi video konferansları ödevleri alırlar ve sınıflarda tartışma ve grup
çalışması için ayrılırlar. Ana fikir şu ki gelenekçi dersler çok az etkileşim
sunuyorlar ve sadece internet üzerinden de uygulanabiliyorlar.
San Fransisco’da ki girişimcilik okulu Minerva Okulları
bu açıdan bakıyorlar. Dekan Stephen Kosslyn amacın gerçekleri sınıf dışarısına
çıkartma ve sınıfı etkili iletişim ve etkileşim için kullanmak olduğunu
söylemiştir. O ‘’ Bu yaratıcılık, yargılama ve bir makinenin programlaması için
zor olan bütün şeyleri içeriyor’’ demiştir.
Bayan sporları kuruluşu başkanı Deborah Slaner Larkin,
bu becerileri öğretmenin bir diğer yolunun ise sporlar, müzik grupları veya
tiyatro olduğunu söylemiştir. O öğrencilerin birbirine güvenmek, birinin bir
başkasının kuvvetli yanını ortaya çıkarması ve yönetilebilir olmak gibi önemli
iş yeri becerilerini öğrendiklerini söylemiştir.
Günün birinde, neredeyse tüm işler insanlara hiç
bitmeyen boş zamanları bırakarak otomatikleştirilecek. Fakat bu sırada bu
çalışma öğrencilerin fiili iş dünyasına hazırlanmaları gerektiğini ileri
sürüyor. Belki de üniversiteler ve akademiler öğrencilerini ana okullarının
yaptığı şekilde -“Birbirinizle İyi Oynayın”- prensibiyle değerlendirmeliler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder