11 Nisan 2015 Cumartesi

Büyük Düşünürler: Çoklu Zekalar Üzerine Howard Gardner

Çeviri: Büşra Kayı


Howard Gardner: Çoklu Zekalar Kuramının Sahibi
Edutopia, çoklu zekalar ve yeni değerlendirme türleri ile ilgili 1997’deki röportajını tekrar gündeme getiriyor.

Nisan 1, 2009

İLGİLİ BAŞLIKLAR: Öğrenme Türleri ve Çoklu Zekalar, Değerlendirme, Beyin-Bazlı Öğrenme, Öğretim Programı Planlama, Farklılaştırılmış Eğitim, Eğitim Modaları, Tüm Seviyeler 

     
Howard Gardner, Harvard Eğitim Okulu’nda Eğitim ve Kavramada John H. ve Elisabeth A. Hobbs Profesörü.  Aynı zamanda, Harvard Üniversitesi’nde psikoloji alanında ikinci profesör, Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nöroloji alanında ikinci profesör ve Mezun Okulu’nun Project Zero’nun yönetim kurulu başkanı olarak pozisyonlarını koruyor.

     
Howard Gardner 20 kitap ve yüzlerce makale ve onun en iyi bilinen, zekanın geleneksel sözlü/dilbilimsel ve mantıksal/matematiksel ölçümlerin ötesini başarmasına dayanan teorisi Çoklu Zekalar’ı yazdı. Burada Howard Gardner öğrenci-hedefli öğrenmeyi, çoklu zekaları, ve değerlendirmeye farklı bir yaklaşımı tartışıyor.

1.       Öğrencileri, çalıştıkları şeylerde aktif olarak tutmak üzerine
2.       Öğrenci-hedefli öğrenmenin özellikleri üzerine
3.       Çoklu zekalar teorisi üzerine
4.       Teknoloji ve çoklu zekalar üzerine
5.       Öğretim programında gereken başlıca değişimler üzerine
6.       Okulda yapılan değerlendirmelerin, sporlar ve müzik gibi diğer alanlardaki değerlendirmelerden nasıl farklı olduğu üzerine
7.       Okullarda yapılan değerlendirmelere yeni bir yaklaşım ihtiyacı üzerine
8.       Devlet eğitiminde görülen uzun süredir süregelen değişimin yerine ne yapılması gerektiği üzerine

1.      Öğrencileri, çalıştıkları şeylerde aktif olarak tutmak üzerine
Bir gün çocuklar okullardan ayrıldıklarında, öğrendikleri şeyleri hala kullanabileceklerini umduğumuz için okullarımız var. Ve, bireyler çalıştıkları şeylerde aktif bir rol almadıkça, sorular sormayı, bir şeyleri aktarmayı, esasen kendi akıllarında bir şeyler yaratmayı ve onları ihtiyaca yönelik olarak şekillendirmeyi öğrenmedikçe, fikirler tam anlamıyla ortadan kaybolur unutulup gider. Öğrenci sınavda iyi bir puan almış olabilir, biz o öğrencinin öğrendiğini düşünebiliriz, fakat bir veya iki yıl sonra hiç bir şey kalmayacak.

2.      Öğrenci-hedefli öğrenmenin özellikleri üzerine
Diğer yandan, kimisi kendi kendine bir deneyi gerçekleştirdi, veriyi inceledi, bir tahminde bulundu, ve onun doğru bir şekilde anlaşılıp anlaşılmadığını gördü, bazısı geçmişini yapıyor, ve aslında kendi kendine bazı röportajlar gerçekleştiriyor – sözlü tarihler – daha sonra dökümanları okuyor, onu dinliyor, geriye gidiyor ve ilerisi hakkında sorular soruyor, kaleme alıyor. Bu, bir şeye bağlı kalmaya devam etmenin bir şekli, halbuki eğer basit bir şekilde bir takım isimleri ve bir takım olayları hatta bir kısım tanımları ezberliyorsanız, bekleyecek bir şey yok.

3.      Çoklu zekalar teorisi üzerine
‘Multiple Intelligences’ Çoklu zekalar fikri psikolojiden ortaya çıkmıştır. Bu teori insanların çok farklı zihinsel güçlere sahip olduğunu ve bu güçlerin çocukların öğrenme süreçlerini nasıl gerçekleştirdiklerinde ve insanların akıllarındaki şeyleri nasıl tarif ettiklerinde ve daha sonra bu insanların anladıkları şeylerin ne olduğunu göstermek için onları nasıl kullandıklarında çok çok önemli olduğunu kanıtlamak için geliştirilen bir teoridir.
   Eğer hepimiz aslında aynı türde akıla sahip olsaydık ve sadece tek bir zeka türü olsaydı, herkese aynı şeyi aynı yolla öğretirdik ve onları aynı şekilde değerlendirirdik ve bu makul bir yöntem olurdu. Fakat bir kere insanların çok farklı zeka türlerine, farklı dayanıklılık türlerine sahip olduğunun farkına varıyoruz. – bazı insanlar uzaysal düşünmekte iyidir, bazıları dilsel düşünmekte; diğerleri çok mantıksaldır, bazıları da aktif olarak keşfetmeye ve aktarmaya ve bir şeyleri düzeltmeye gerek duyarlar. – Özellikle herkese aynı şekilde davranan eğitim, aslında en haksız şekilde gerçekleştirilen bir eğitimdir. Çünkü bu eğitim, kimisinin çok dilbilimsel ve mantıksal olduğu, benim bir hukuk profesörü aklı olarak adlandırdığım, tek bir zeka türü seçiyor, ve diyor ki ‘eğer böyle düşünüyorsanız harika, fakat böyle düşünmüyorsanız sizin için trende yer yoktur’.

4.      Teknoloji ve çoklu zekalar üzerine
Eğer bir çocuğun uzaysal veya görsel uzaysal öğrenme türüne sahip olduğunu, diğer çocuğun çok çeşitli bir öğrenme türüne sahip olduğunu, üçüncü çocuğun derin felsefi sorular sormayı sevdiğini, dördüncü çocuğun hikayeler sevdiğini biliyorsak, bir öğretmen gibi çok da hızlı konuşmamıza gerek yok. Aslında çocuğun ilginç bulabileceği ve üretken bir şekilde zekalarını kullanabileceği, teknolojinin interaktif olduğunu yayabileceği bir türde çocuğa materyal sunan bilgisayar programları sağlayabiliriz, materyaller sağlayabiliriz, kaynaklar sağlayabiliriz, çocuk aslında ona rahat daha uygun gelen bir şekilde anlayışını gösterebilecek.
   Öğrenmenin tek yolunun onu bir ders kitabında okunan veya bir derste dinlenen bir şey olduğu efsanesine hepimiz aşinayız. Ve anladığımız şeyi göstermenin tek yolu kısa cevaplı bir test yapmaktır veya belki ara sıra sorular dahil edilen bir metinle bunu yapabiliriz. Fakat bu saçma. Her şey birden fazla yolla öğretilebilir. Ve anladığımız herhangi bir şey birden fazla yolla gösterilebilir. Buna inanmıyorum çünkü sekiz farklı yolla öğretimlerini gerçekleştirmemiz gereken sekiz zeka türü var. Bunun saçma olduğunu düşünüyorum. Fakat daima kendimize şunu sormalıyız, ‘’ Her çocuğa ulaşıyor muyuz, ve eğer böyle değilse yani her çocuğa ulaşamıyorsak, bunu yapabileceğimiz diğer yollar neler ? ‘’

5.      Öğretim programında gereken başlıca değişimler üzerine
Çok fazla konu öğrettiğimizi ve bir çok materyalle bunun üzerini örttüğümüzü düşünüyorum, ve sonunda sonuç öğrencilerin çok yüzeysel üstünkörü bir bilgiye sahip olması oluyor, sık sık söylediğimiz gibi, bir milim genişlik ve bir inçlik derinlik. Daha sonra bir gün okuldan ayrılıyorlar, neredeyse her şey unutuluyor. Ve okulun birkaç önceliğe sahip olması için değiştirilmesi gerektiğini ve çok derin bir şekilde bu öncelikleri gerçekten araştırmamız gerektiğini düşünüyorum.
   Bilim alanına atılalım. Aslında bir çocuğun koleje gitmeden önce fizik biyoloji coğrafya veya astronomi çalışıp çalışmadığıyla pek ilgilenmiyorum. Bununla ilgili detaylı çalışma yapmak için pek çok zaman var. Gerçekten önemli olan şeyin bilimsel olarak düşünmeyi öğrenmeye başlamak olduğunu düşünüyorum. Hipotezin ne olduğunu anlamak, onun nasıl çalıştığını ve çalışıp çalışmadığını görmektir. Eğer çalışmıyorsa, bir şeylerle ilgili teorimizi nasıl değiştiririz. Bu zaman alır. Bunu bir hafta hatta bir ay içinde bile  sunabilmenizin imkanı yok. Çok farklı türde deneyler yaparak, sonuçların ne zaman tahmin ettiğimiz gibi olacağını ve ne zaman farklı olacağını görerek onunla ilgili bir şeyler öğrenmemiz gerekir.
   Fakat koleje giderken de bu yolda bilime odaklanıyorsanız – veya eğer koleje gitmiyorsanız, aynı zamanda iş yerine gidiyorsanız – basit bir şekilde fikir veya ön yargı konusu olan bir durumla sağlam bir kanıtın olduğu bir durum arasındaki farkı bileceksiniz.

6.      Okulda yapılan değerlendirmelerin, sporlar ve müzik gibi diğer alanlardaki değerlendirmelerden nasıl farklı olduğu üzerine
Değerlendirme hakkında en önemli şey, yapmamız gereken şeyin ne olduğunu bilmektir.  Ve değerlendirmeyi düşünmenin benim için en iyi yolu, bir sanat türü veya bir sporu öğrenen bir çocuk, çünkü bu yani oyunu yöneten bir oyuncu veya bir figür tasarımcısı veya bir kemancı olmak zorunda olmanız tamamen bir esrarengizlik değil. Onu görüyorsunuz, deniyorsunuz, yetiştiriliyorsunuz, ne zaman daha iyi olacağınızı biliyorsunuz, diğer çocuklara nazaran nasıl yaptığınızı biliyorsunuz.
   Okulda, değerlendirme şaşırtıcıdır. Hiç kimse testte ne olacağını, sonuçların ne zaman geleceğini bilmez, ne öğretmen ne öğrenci ne yapacağını bilemez. Bu yüzden desteklediğim şey çocuklar için onların okula adım attıkları günden itibaren sorumlu olacakları sergileri performansları iyi bir şekilde belli etmek.

7.      Okullarda yapılan değerlendirmelere yeni bir yaklaşım ihtiyacı üzerine
Hadi gerçekleştirelim. Dünyada gerçekten değer verdiğimiz çeşitli şeylere bakalım. Olabildiğimiz kadar açık sözlü olalım. Çocuklara mümkün olduğu kadar erken feedback yani dönüt sağlayalım, daha sonra onların dönütü benimsemelerine izin verelim, böylece neyin iyi gideceğini neyin iyi gitmeyeceğini kendilerine söyleyebilirler.
   Ben bir yazarım ve başlangıçta editörlerden bir çok reddetme içeren bir çok dönüt almak zorunda kalmıştım, fakat zamanla neyin önemli olduğunu öğrendim. Kendi kendimi yönetmeyi öğrendim ve şimdi editörlerden gelecek dönütler çok gerekli olmuyor. Ve bir yetişkinin, çok fazla dış eleştiri yapmak zorunda olmadığınız şeylerde daha uzman olduğunuzu hiç kimsenin bildiğini düşünmüyorum, ama öz-değerlendirme olarak adlandırdığımız şeyi yapabilirsiniz. Ve okulda, değerlendirme size yapılan bir şey olmamalı, en aktif olduğunuz şey üzerine yapılmalı.

8.      Devlet eğitiminde görülen uzun süredir süregelen değişimin yerine ne yapılması gerektiği üzerine
Sadece uçlardan ziyade yaygın olarak Amerikan eğitiminde uzun süredir süregelen bir değişimin olması gerektiğini düşünüyorum, öncelikle insanlar öğrencilerin derinden öğrenim gerçekleştirdiği, onların alenen bilgilerini sunabildiği, ve o çocuklara bakan herkesin ‘’ Sahip olmak istediğim çocuklar işte bunlar. ‘’ dediği yeni tür eğitimin gerçekten işe yaradığı kendi ülkeleri gibi diğer ülkelerde de örnekler görmek zorundalar. Bu yüzden yeterince iyi örnekler görmemiz gerekiyor.
   İkinci olarak, eğitimde yer alan bireylere sahip olmamız gerekiyor, öncelikle öğretmenler ve yöneticiler, buna inanmamız, onu gerçekten yapmamız, ve öğretmen merkezli eğitimden değişim yapabilmek için ihtiyacımız olan yardımları almamız gerekiyor, ve sahnenin arkasındaki hazırlıkla bu eğitim türüyle çocukların akıllarını dolduralım, ve böylece çocuklar kendi kendilerine öğrenmenin merkezinde olurlar.
   Üçüncü olarak, herkesi bu eğitim türünün işe yaradığını ikna etmemiz için gereken değerlendirme planlarına ihtiyacımız var. Ve daha sonra yine aynı şey olacaksa yani elli veya yüz yıl önce kullanılan çoktan seçmeli testlere devam edeceksek, çocuk merkezli öğrenmeye sahip olmak iyi bir şey değil.

   Son olarak, ülkemizde belki diğer ülkelerde tahmin edilebilen bir gelecek için bu eğitim türüne sahip olmak istediğimizi destekleyen politik bir bağlantı olması gerektiğini düşünüyorum. Ve uzun süredir insanlar öğretmenleri dövmekle veya yeni hiç bir şey öğretmediğimizi söylemekle meşgul, çünkü eğitim sistemi başarısız olabilir ve geçmişte olduğu gibi tıkanmış olabilir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder