4 Nisan 2015 Cumartesi

KOLEKTİF ZEKAYI MAKSİMUMA ÇIKARTMAK KONTROLDEN VAZGEÇMEK DEMEKTİR


Çeviri: Merve Kabaca 

Orijinal metin için tıklayınız


Aralık 9,2013
Eugene Eric Kim

   Bugün, bilgisayar faresi, hipermetin (İnternetin öncülü) ve benzeri teknolojilerin ilk kez ortaya çıktığı ‘Mother of all demos’un  45.Yıldönümünü anma günü. Geçen temmuz vefat eden bilgisayar faresi, hipermetin, bilgisayar penceresi arayüzleri ve anahatlandırma gibi birçok teknolojinin mucidi olan Doug Engelbart’ı (benim akıl hocam) bu vesileyle kolektif zeka hakkında yazarak anmak istedim.
   
Doug hevesle kiliseye giderdi ama tanrıya inandığı için değil müziği çok sevdiği için. Kimseyle inanç tartışması problemi yoktu. Bir keresinde bana kilisede ‘Tanrı’nın iradesi’nden bahseden adamla  ilgili bir hikaye anlattı. Doug ona sormuş:

   ‘Zeka karşılaştırma söz konusu ise karınca ve insanın zekası ile insan ve tanrının zekası benzer diyebilir miyiz?’
   ‘En azından’ diye karşılık vermiş adam.
   ‘Karıncaların insanın iradesini anlama yeteneklerinin olduğunu düşünüyor musun?’
   ‘Hayır.’
   ‘O zaman sen nasıl Tanrının iradesini anlama yeteneğinin olduğunu düşünebiliyorsun? ‘

   Doug icat ettiği şeylerle bilinirken, - ki bunlar bilgisayar faresi, hipermetin, bilgisayar penceresi arayüzleri,  anahatlandırma ve buna benzer- onun çalışmalarının altında yatan motivasyon, kolektif zekayı nasıl artıracağını anlayabilmek oldu. Bu fikrin işbirliği, toplum, kolektif etki ve belalı sorunlarla mücadele konusunda bugünün tartışmalarında merkez tema olduğu için memnunum.

   Fakat, Doug’un yaptığı teolojik tartışmalarda bir çok noktayı kavrayamamaktan dolayı rahatsızım. Eğer bir grup herhangi bir bireyden topluca daha akıllı davranıyorsa o zaman bunun tanımı grupta herhangi bir bireyin yeteneğinin ötesinde bir şekilde davranıyor olması demektir.

   Bu durumda, geleneksel kavramlar olan komut ve kontrol kavramları geçerli değildir. Gerçekten zeki insanların ‘doğru’ çözümü ortaya çıkaran zoru düşünme paradigmasında,  sonra bu çözümü diğer bireyler üzerinde uygulamak hatalıdır.

   Kolektif zekayı maksimuma çıkartmak kontrolden vazgeçmek anlamına gelir. Aynı zamanda nesnelerin neden çalıştığını anlamaya çalışmayı bırakmak anlamına gelir.

   Karıncalar bunun en iyi örneğidir. Karınca yuvaları toplu bir davranışın sonucudur, bazı aşırı zeki karıncaların sistematik bir eylem planı değildir.

   1980’lerin başında Robert Axelrod adında siyaset bilimci bir turnuva düzenledi ve ‘Tekrarlı Mahkumların İkilemi’ adında bir bilgisayar programını oynamak için insanları davet etti. Oyun iki mahkum arasında sürekli tekrar eder ve klasik bir oyun teorisidir.

   Orijinal oyunda, mahkumlar birbirlerini hiç görmezler ve bu yüzden diğer kişileri yüzüstü bırakmak  yoktur.  ‘Tekrarlı Mahkumların İkilemi’ oyununda bu değiştirilir yani oyunda işbirliği kurmak için bir inisiyatif vardır. Axelrod işbirliğinin doğasını daha derin anlamak için bir yol olarak bu oyunu kullandı.

   Şu durum meydana geldi: Axelrod’un turnuvasında bir algoritma yarışmayı tamamen yıkar. ‘Tit for Tat’ (Kısasa Kısas)

   ‘Tit for Tat’ üç temel kuralı takip eder:

  •  'Varsayılan' olarak Güven
  •  Karşılıklı altın kural: sana ne yapılıyorsa sen de onu yap
  •  Kolayca affet.


   Axelrod, Tit for Tat’ in basitliğine ve yarışmayı kolayca bozguna uğratabilmesine vuruldu. Tit for Tat’i bir yolunu bulup geliştirmek için takip turnuvası düzenlemeye karar verdi. Bir önceki turnuvanın galibini herkesin yenmeye çalışmasına rağmen, Tit for Tat kolayca tekrar kazandı. Kolektif zeka davranışında basit kurallar oluşturmanın sonuçlarının nasıl en iyi bireysel çabalamaya karşı dayanıklı olduğunu ve sistemi anlama için gösterilen bireysel çabanın üstesinden gelebildiği oldukça açıktır.

   Bunun bir çok muhteşem örnekleri vardır. Seçimlerden finansa tahmin piyasaları uzman kişilerden daha iyi performans verir. Nate Silver’in 2012’deki başkanlık seçimlerindeki  iyi tahmini son zamanlardaki en iyi örnektir. (Bu bir tahmin piyasası olmasa da ruhu aynıdır) Benzer bir şekilde, kusurlarını düzelterek Vikipedia’dan daha iyi bir hizmet oluşturmak için çeşitli girişimler oldu. Bunların hepsi insanların Tit for Tat’ı yenme yaklaşımlarında anlatıldı. Fakat hepsi başarısız oldu.

   Kontrol etmek ve anlama arzuları insanın doğasında vardır. Bu içgüdüleri dizginlemek kolay değildir. Maalesef, kolektif zekamızı en yüksek düzeye çıkartma yollarını bulacaksak, en iyi yaptığımız şeyle, koyverdiğimiz şey arasındaki dengeyi bulmak zorundayız. Bu çok zor ama gereklidir.

   Bugün Doug’u hatırlayarak sık sık yaptığım gibi bu ikilemin nasıl çözüleceğini onun hikayelerinde bulabileceğimi fark ettim. O şüpheciyken bile hala maneviydi. Maneviyat ve inanç, bizim bilemeyeceğimiz şeylere inanmaktır. Maneviyat insan olmanın ne demek olduğunun büyük bir parçasıdır. Belkide, işlerimizden daha çok maneviyatı kucaklamaya ihtiyacımız vardır.
   
  Seni özledim, Doug

(Mahkumların İkilemi Oyunu: Bir suç örgütünün iki üyesi tutuklanır ve hapsedilirler. Her bir mahkum, tecrit edilerek birbirlerine mesaj gönderme ya da konuşma imkanları ellerinden alınır. Savcıların elinde esas suçu işlediklerine dair yeterince maddi delil yoktur. Mahkumları ancak 1 sene hapsedebileceklerini düşünmektedirler. Aynı zamanda savcılar her bir mahkuma bir ‘Faustvari bir ticaret’ teklif ederler. Her mahkum elinde şu seçenekler vardır: Suçu diğerinin işlediğini itiraf etmek veya diğeriyle işbirliği yaparak suskun kalmak. Teklif şöyledir:
  •           A ve B birbirlerini suçlarsa her birine 2 yıl ceza verilecektir.
  •           Eğer A, B’yi suçlar fakat B sessiz kalırsa, A serbest bırakılacak ve B’ye 3 yıl hapis verilecektir. (Veya tersi)
  •           Eğer A ve B ikiside sessiz kalırsa, iki mahkuma da 1 yıl hapis cezası verilecektir.)  

    



1 yorum:

  1. bu oyunda en başarısız olan strateji en karmaşık olan stratejiydi. Peki bunu hazrlayan kimdi?

    YanıtlaSil