17 Temmuz 2015 Cuma

BİR ALMAN GİBİ EBEVEYNLİK YAPMAK

Çeviriyi  Yapan: Merve ARABACI





Bir Amerikalı anne Almanya'da şaşırtıcı alışkanlıklarla karşılaşıyor.



























Berlin ‘de ki bir oyun parkına ilk gittiğimde çok fazla   heyecanlanmıştım. Tüm Alman ebeveynler yerdeki kum kaplı zeminden  6 metrelik yükseklikte olan tahtadan yapılmış ejderhanın üzerinde oynayan çocuklarına dikkat etmek yerine  sanki kahve içmek  için toplanıp , bir araya gelmişlerdi. Neredeydi   bu yumuşak köpük minderler , sorumluluk gerektiren durumlar  veya  kişisel yaralanma avukatları ?

Kötü Almancama rağmen “ Dikkat Edin ,Hayır “ diye bağırdım ama ne orada bulunan çocuklar ne de ebeveynleri beni  dikkate aldı. Alışılagelmiş klişelerin zıddına , çoğu Alman aile otoriter ebeveynliğe karşı. Bunun yerine fazlasıyla çocukların özgür  olmalarını ve sorumluluk almaları destekleyen bir anlayış benimsemişlerdi. Aslında ,bu oyun parkında ki ebeveynler çocuklarını önemseyip  onlara güveniyordu. Berlin ‘in serbest ebeveynlik anlayışına ihtiyacı yok çünkü serbest ebeveynlik onlara göre bir normal bir durum.

Burada Alman ailelerin yaptığı bazı şaşırtıcı şeyler var :

Okumaya zorlamama  :  Berlin'deki  anaokulları teorik öğretime önem vermezler , hatta diğer ebeveynler beni çocuklarıma okumayı öğretmekten vazgeçirdiler. Bunun çocuğun okula başladığında, diğer özel çocuklarla (akranlarıyla ) öğreneceği bir şey olması gerektiğini söylediler.

Onlar için anaokulu oyun oynama ve sosyal öğrenme yeriydi. Birinci sınıfta öğretmenler çocukları fazla zorlamıyorlardı. Bizim okullarımızda ise öğrencilere yarım gün eğitim  ve yalnızca iki teneffüs hakkı tanınmaktaydı ama bunun yetersiz eğitimde rahatlatıcı bir unsur olduğu düşünülmemelidir.

2012 yılında ekonomik  kalkınma ve işbirliği örgütü tarafından yapılan bir araştırmaya göre  15 yaşındaki  Alman öğrencilerin baskıcı eğitime maruz kalan Amerikalı yaşıtlarıyla karşılaştırıldıklarında onları geride bırakarak okuma ,matematik  ve fen derslerinde yeterlikleri açısından uluslararası ortalamanın üzerinde bir başarı elde ettikleri görülmektedir.

Çocukları ateşle oynamaya teşvik edin :  2. Sınıfa giden içi kıpır kıpır olan çocuğum eve bir not getirmişti. Ateş üzerine bir deney yapacaklardı. Ona mumları yakmasına izin mi verecektim, onunla beraber  yılbaşında mumları güvenle yakabilirdik, bu harika bir fikirdi ama hala ailesi tarafından abartılı sayılan ağır bir görev olduğu düşünülen havai fişekleri yakmasına izin verilmeyen bir çocuk olarak kalacaktı.

Çocukların mümkün oldukça her yere yalnız gitmesine izin verin :  Pek çok ilkokul çocuğu ailesi olmadan okula ve komşularına gidebilir hatta bazıları alt geçitten yalnız geçebilir. Alman ebeveynler  çocuklarının güvenliğiyle tabi ki ilgililer ama kaçırılma olasılıklarıyla değil de daha çok trafiğe odaklanmışlar. Bu gerçek Almanlar açısından farklılık göstermektedir. Yabancılar tarafından kaçırılma oranı  Almanya ‘ da oldukça düşüktür .Amerikan adalet bakanlığının verilerine göre Amerika’da  kaçırılma vakalarının bir yılda 115 kez gerçekleştiği görülmüştür. Araştırmacıların dediği gibi bu orana bakılarak Almanya ‘da çocukların aile koruması olmadan yürümesi, tek başına dolaşmaları iyi bir şeydir.

Okula başladıklarında parti vermek : Berlin‘deki arkadaşlarımdan birisi hayatlarındaki en büyük kutlamaların okula başladıklarında, genç yetişkinliğe adım attıklarında ve evlendikleri zaman yaptıklarını söyledi. Einschulung çocukların okula başlamalarıyla beraber cumartesi günleri yapılan bir kutlamadır. Çocuğa ‘ zuckertute ‘  adında onların  boyları büyüklüğünde içi kalemler ve şekerler olmak üzere pek çok şeyle dolu olan kalem şeklinde bir maket verilir. Çocuğun ailesiyle ve arkadaşlarıyla yaptığı başka bir parti de olur .Einschulung ( okula başladığında yapılan kutlama ) çocuğun yıllarca yapılmasını dört gözle beklediği bir kutlamadır. Çocuğun yeni bir yaşama geçişini , umudunu ve öğrenme hevesini yansıtan bir kutlamadır.

Judendwihe ( genç yetişkinliğe geçişi kutlama ) Çocuk 14 yaşına geldiğinde yapılmaktadır. Bir sonraki gelişim evresini gösteren hediyelerin verildiği benzer küçük kutlamalardan biridir. Yetişkin olmanın getirdiği tüm negatifliğinin genç bir yetişkin olmak adına kutlanılan bir şey olduğu söylenilmektedir .

Çocukları her gün dışarı çıkarın : Bir Alman atasözüne göre havaya uygun giyinmediğin sürece kötü hava vardır. Okullardaki teneffüs süresi uzatılmıştır bu nedenledir ki anasınıflarına çocuk bahçesi denilmektedir. Berlin de çok sayıda çocuk parkı bulunmaktadır. Havanın ne kadar soğuk gökyüzünün ne kadar gri olduğuna bakılmaksızın Alman aileler çocuklarını kapıp parklara  getirirler veya onların tek başlarına parka gitmelerine izin verirler. Bu durum beni daha önce sözünü etmiş olduğum ejderhaya geri döndürüyor. Berlin‘e geldiğimden beri burada karşılaştığım pek çok şeyi 8 yaşındaki kızıma uygulamaya çalıştım ama halen kızımın tek başına dolaşmasına izin vermek konusunda tereddütler yaşamaktayım. Ama yine de küçük bir adım attım, onun tek başına fırına gitmesine izin verdim, fırın yalnızca bir kapı ardındaydı. İlk kez bunu yapmıştı ve başarmıştı ve ilk  kez bunu yapmanın verdiği gururla ve heyecanla bana  getirdiği ekmekleri verdi ve ayrıca Amerikalı annelerin bütün gün çocuklarını balkondan izleyen ebeveynler olduklarını söylemenin gereksiz olduğu kadar  gerçeği yansıtmayan bir ifade olduğunu da  kızıma söyledim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder