http://www.edutopia.org/blog/building-positive-trusting-classroom-jose-vilson
Pozitif ve Güvenilir Bir Sınıf Ortamı
Yaratma
Yazan: José VILSON
İnanın ya da inanmayın, okulun
ilk gününden önce biraz korkum vardı. Bütün yaz, müfredatımı hazırlamış, ders
planlarımı yeniden gözden geçirmiş, öğrencilerime vereceğim emeği derinlemesine
düşündüm, ve bol miktarda mesleki gelişim eğitimi aldım (özellikle fen bilimleri
ve matematik entegrasyonu hakkında). Hatta, uyumaya gitmeden birkaç saat önce
Facebook’ a şunu yazdım: "Daima okulun ilk günü öğrencilerle kendimi
gergin hissetmişimdir. Sadece onlardan korktuğum için değil, fakat onlar için
doğru olanı yapmak istediğim için de.” En iyi şekilde çabalamama rağmen, hep daha
iyisini yapabileceğimi hissetmişimdir. Sonra, okulun ilk gününde bir önceki
öğrencilerimin birinden, ben de dahil olmak üzere, öğretmenlerini ne kadar
özlediğine dair bir kısa mesaj aldım.
Bu bana hatırlattı ki, bazı
hatalarıma rağmen geçen sene birkaç iyi şey yapmışım, ve bu güçlü yanım geçen
sene okuttuğum her öğrencinin üzerinde bir imza olmaya devam edecek. Tanıdığım öğretmenlerin çoğu öğrencileriyle
olumlu bir bağ kurmak istiyorlar ama çoğu zaman bunu nasıl yapacaklarını
bilmiyorlar ya da onların sessizliğini ve itaatkarlıklarını onların derste
öğrendikleri anlamına geldiğini inanıyorlar. Öğrencilerle bağ kurmak, onlara
öğrenmeleri için bir kapı açmak, sizin söylemek zorunda olduklarınızı
söylediğinizde onların anlayışlı olmalarını sağlamak kadar derse
katılabilmeleri için onlara güven vermek demektir.
İşte farkına vardığım olumlu
yanlar:
1) "Yanlış"
kelimesini nadiren kullanın.
Öğrencilerin, ne kadar saçma
olursa olsun, derste yorum yaptıklarında veya soru sorduklarında istim düdüğünü
çalmayacağınızı bilmeye ihtiyaçları vardır. Eğitim öğretim yılına onların
hatalarını ve kuşkularını kabul ederek başlamak onları ve onların öğrenme
tarzlarını tanımaya başlamak demektir. Ayrıca, zaten yıllın geri kalan
zamanında onlara soruları nasıl cevap vereceklerini göstereceksiniz. Sınıfta kullanılan “yanlış” kelimesi, doğaçlama olarak söylenen
“Sen bunu başaramazsın.” kalıbına çok benzer. Bu kelimeyi kullanmak işe yaramaz
ve çoğunlukla öğrencilerin ileride derse katılmalarını engeller. Öğrencileri “Hatalı
olabilirim veya olmayabilirim” diye düşünmeye sevk etmeden cevabın doğru
olmadığını söylemenin o kadar çok yolu var ki.
2) Tartışmalarınızı dışarıda yapın.
Biz öğretmenlerin sınıf
içerisinde öğrenci ile mütemadiyen tartışmakla kazanacağı hiç bir şey yoktur;
fakat kaybedeceği çok şey vardır. Aşırı durumlarda bile, öğrenciyle birkaç
saniyeden daha fazla tartışmak yetişkinlere öğrenciye olduğundan daha kötü
görünür. Bunun yerine öğrenciyi dışarıya çıkartın ve tartışmanızı orada yapın.
Sonra, onu dışarı çıkardığınızda, şikayetini seslendirmesine izin verin. Bizim
çoğu zaman, hata bizde olduğu zaman bile neden böyle davrandıklarına dair
fikrimiz yoktur. Problemini seslendirir seslendirmez, ona ciddi ve olumlu bir
şekilde sınıfta olması gereken davranışı hatırlatın. O, sakinleşir sakinleşmez,
sınıfa dönmesine izin verin, araya mesafe koyun , ve ders anlatmaya devam edin.
3) Yerinde olumlama
da işe yarar.
Bugünlerde mesleki gelişim alan öğretmenlerin çoğu size
doğrudan olumlu geri-dönüt vermemenizi söyler, bir dereceye kadar buna ben de
katılıyorum. Hiçbir öğretmen devamlı olumlamaya ihtiyacı olan bir öğrenci
istemez, çünkü bu şekilde asla
öğrencilerde asla öz yeterlilik sağlayamazlar. Bu yüzden bizden
hızlıca bir baş sallama ya da “Doğru yoldasın!” gibi bir önermede bulunmamamız
istenir. Hatta çok sık olamamakla
beraber, öğrenci kötü bir gerginlik yaşamışsa ya da kendilerini derin bir kızgınlığa kapatmışlarsa, hızlı bir "Evet, kesinlikle haklısın" ya da sırtına hafifçe vurmak , onu doğru zihinsel duruma geri taşıyacaktır. Öğretmenler olarak öğrencimizin fazladan desteğe ihtiyacı olup olmadığını doğru okumak zorundayız. Bunu ne
zaman sınıfta kullandıysam, derste sabah espressosu etkisi yarattı. Bunu yine
yapacağım.
Öğretmen olarak yaptıklarımın çoğu benim okulların nasıl
islemesi gerektiği ve kendi sınıfımdaki sınıf yönetimim hakkındaki çekirdek
inançlarımla örtüşür. Böyle bir ortam inşa etmek için daha fazla öneriniz
olabilir, olmalıdır da. Biz eğitimciler daha iyisini gerçekleştirebiliriz,
özellikle okulun onlara hiçbir şey önermediğini düşünen öğrenciler için. Bunun
en iyi yolu her gün hizmet verdiğimiz genç insanlarla bağ kurmaktır.
Çeviren: Banu Mutafcılar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder